İzmir Web Tuna Mah. 1714 sok.
Eyiler İşhanı: No: 23
Karşıyaka/İzmir
Domain Uzantıları ve Anlamları Nelerdir?
Domain (Alan adı), bir web sitesinin İnternet’teki adı ve adresidir. Bu adres olmadan bir İnternet kullanıcısı web sitesine sadece IP adresiyle ulaşabilir. Örneğin şu anda gezmekte olduğunuz sitenin alan adı isimtescil.net’dir. Alan adları IP adresi denilen, bilgisayarların (sunucuların/serverların) birbirini tanımasını sağlayan numara sisteminin daha basitleştirilmiş ve akılda kalması için kelimelerle ifade edilmiş halidir. Örneğin isimtescil.net alan adı tarayıcı adres barına yazıldığında tarayıcı bu alan adını önce IP adresine çevirir, daha sonra kullanıcıyı bu IP adresine sahip bilgisayara yönlendirir. Dolayısıyla web sitesinin ziyaret edilebilmesi için kullanıcıların IP adresini bilemeyecekleri göz önünde bulundurulmalı ve siteye daha kolay ve akılda kalıcı bir alan adı alınmalıdır.

Alan adları uzantıları global ve yerel olmak üzere iki farklı gruba ayrılıyor diyebiliriz. Bunlardan en sık duyduğunuz şüphesizi .com uzantısıdır.
.com = Ticari alan adı olarak üretilmiş olmasına rağmen günümüzde her tür site için kullanılmaya başlamıştır. İngilizce de ” commercial” anlamına gelmektedir.
.net = İngilizcede ağ uzantısı anlamına gelen “network” kelimesinden kısaltılmıştır.
.org = Organizasyonlar için kullanılır “organization” kelimesinin ilk üç harfi kullanılmıştır.
.biz = Bu uzantı iş, ticaret anlamına gelen “business” kelimesinden kısaltılmıştır.
.info = Uzantısı bilgi anlamına gelmektedir. İngilizcede “information” kelimesinin kısaltılmışıdır.
.pro = Profesyonel anlamına gelmektedir. İngilizcede professional” kelimesinin kısaltılmışıdır.
.name = Gerçek isimler için bu uzantı kullanılmaktadır. İngilizcede “nickler” kelimesinden üretilmiştir.
.edu = Eğitim kurumları için türetilmiş bir alan adı uzantısıdır. “education” kelimesinin kısaltılmışıdır.
.gov = Devlet kuruluşlarının alan adı uzantısıdır. “government” kelimesinin kısaltılmışıdır.
2014 yılı itibari ile domain uzantılarında alışılmış domain uzantıları dışında yeni GTLD isimlerde kabul edilmiştir. Yeni domain uzantılarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. http://goo.gl/uSXq0J
Bunların dışında ülke alan adlarının kısaltılmışlarını’da kullanılmaktadır.
.tr = Türkiye
.us = Amerika Birleşik Devletleri
.de = Almanya (Deutschland)
Domain Transfer Nedir?
Domain transfer; alan adını kayıtlı olduğu firmadan (Registrar) başka bir firmaya taşıma işlemidir.
Domain transferi; fiyat, güvenlik ve tek bir yerden yönetim kolaylığı gibi sebeplerle yapılabilir.
Bunların yanı sıra güvenlik, müşteri hizmetleri, kullanıcı deneyimi ve gizlilik gibi konularda daha iyi hizmet sunan bir firmanın bulunması, alan adının transfer edilmek istenmesine neden olabilir.
Ayrıca domaini başka birine satma ya da devretme durumlarında da domain transfer işlemi yapılır. Transfer işlem süresi, domain uzantısına göre değişiklik göstermekle birlikte 12 saat ile 3 hafta arasındaki bir süreci kapsar.

Domain Transfer Koşulları Nelerdir?
Domain tescil edildikten sonra en az iki ay yani 60 gün geçmiş olmalıdır. Aynı zamanda domain bitiş tarihine daha 20 gün olmalıdır. 20 gün zorunlu bir zaman değildir. Ancak sıkıntı yaşamamanız için bu şekilde tavsiye edilmektedir. Bu verilen zaman dilimleri sizin durumunuza uygunsa transfer işlemlerine başlayabilirsiniz.
- Alan adının şuan kayıtlı olduğu firmaya herhangi bir borcunuz olmamalıdır. Bu durumda transfer işlemi gerçekleştirilemeyecektir.
- Admin Contact yani yetkili mail hesabının aktif ve çalışır durumda olması gerekir. Bu gibi işlemlerde yetkili mail hesabı olarak kayıtlı mail hesabı dikkate alınır.
- Alan adı transferi talep eden kişi domainin asıl sahibi olmalıdır. Yani transferi bir tek domainin gerçek sahibi gerçekleştirebilir.
- Domain durumunun aktif olması gerekir. Beklemede ya da kilitli durumda olan domainlerin transferi gerçekleştirilemez.
- Domainin transfer için gerekli olan şifreye sahip olunması gerekir. Bunun için firmadan ya da herhangi bir yönetim paneliniz varsa oradan talep edebilir ve alabilirsiniz.
Domain Transferi Nasıl Yapılır?
Mevcut firmadan aldığınız domain transfer kodu (epp code), yeni domain firmasınına iletilmek üzere not edilmelidir.
Yeni domain firmasındaki hesabınıza giriş yapın ve domain transfer sayfasına gidin.
Transfer etmek istediğiniz alan adını domain sorgulama çubuğuna yazın ve sorgulatın.
Çıkan sonuçlarda domaininizin karşısında “transfer et” butonu çıkacaktır. (mevcut firmada domain transfer kilidi açık ise çıkar)
Eğer sizden Epp kodu, Transfer kodu isteniyorsa kodu girin, istenmiyorsa bu adımı daha sonra yapmanız gerekebilir, domain firmalarında bu adım değişebilmektedir.
Yeni firmadan transfer işlemini başlatıp ödemesini yaptıktan sonra domain iletişim bilgilerinde yer alan mail adresinize onay eposta gelecektir.
Gelen eposta türkçe yada ingilizce olabilir. E-posta onay işlemi mutlaka yapılmalıdır.
E-posta onay işleminden sonra domaininiz 12 Saat ile 3 Hafta içerisinde transfer edilecektir.
Com.tr Domain Nasıl Alınır?
İnternet üzerindeki web sitelerinin alan adları arasında en fazla bilinen uzantılar “.com ve .net” tir. Son zamanlarda “.tr” uzantılı alan adlarının ziyaretçiler tarafından benimsenmesi ve belli bir bilinirliğe ulaşması nedeniyle tercih edilir duruma gelmiştir. Bazı “.tr” uzantılı domainler herhangi bir belge istenmeksizin tescil edilebilmesine rağmen, “.com.tr” uzantılı bir domaini tescil ederken çeşitli belgeler hazırlamanız gerekmektedir. Bu yazımızda “.com.tr” uzantısının nasıl alındığına detaylı bir şekilde değineceğiz.
.jpg)
Com.tr uzantılı domainler(alan adları), Türkiye’de ODTÜ’ye bağlı bir kurum tarafından yönetilmektedir. Bu kurum üzerinden “.com.tr” alan adlarını şirket ismine veya kendi isminize tescil ettirebilirsiniz.
Adsoyad.com.tr şeklinde kendi adınızı taşıyan “.com.tr” uzantılı bir domani almak isterseniz, sadece nüfus cüzdanı suretini domaini alacağınız firmaya iletmeniz yeterlidir. Şirket için almak istediğiniz “.com.tr” uzantılı alan adları için ise
- Faaliyet Belgesi
- Ticari Sicil Belgesi
- Türkiye Ticari Sicil Gazetesi’nde yayınlanmış olan ticari ünvanın belgeleri
- Oda Sicil Kayıt Belgesi
- Marka Başvuru Belgesi
- Marka Tescil Belgesi
- Esnaf veya Sanatkarlar Odasından Sicil Tasdiknamesi
gibi bir takım belgeler ile başvuruda bulunmanız gerekmektedir.
Com.tr uzantısının avantajları var mıdır?
Com.tr uzantılı alan adları kurum tarafından onaylanarak alındığından dolayı, bu bir güven durumu ve prestij yaratmaktadır. “.com ve .net” gibi uzantıya sahip alan adları herkes tarafından kolay bir şekilde alınabilir, fakat az önce belirttiğimiz gibi “.com.tr” ye sahip olmak için birçok belge sunmalısınız. Ayrıca “com.tr” uzantısı google.com.tr arama motoru tarafından da sevilmektedir. Kurumsal bir şirkete sahipseniz “.com.tr” uzantılı domaine bir anca önce müracaat ederek almanızı öneririz, yoksa sizinle aynı adı taşıyan başka firma sizden önce alan adınızı tescil ettirebilir.
Com.tr ve diğer .TR uzantılı domainlere sahip olmak için isim tesc,l sorgulama kısmından alan adınızı yazıp başvurabilir ve işlemleri bir an önce başlatabilirsiniz.
Yatırımcılar Hangi Metriklere Dikkat Ediyor?
Ülkemizde maalesef her işte olduğu gibi girişim ekosisteminin içinde de garip insanlar ve olayı ele alış biçimiyle garip yaklaşımlar mevcut.
Konvansiyonel ve sosyal medyada; şöyle para yaktım, böyle para yaktım, seni de yakarım, onu da yakarım, ‘ben var ya sırf geçen ay 4 milyon TL yaktım’ tarzı açıklamalar yapan arkadaşlar var.
Hâlbuki yüksek burn rate hepinizin tahmin edebileceği üzere yatırımcı nezdinde gururla gazetelere çıkıp şöyle yaktık böyle yaktık diye göğüsünü gere gere bahsedilecek bir konu değil. Elbette bir girişimin hedeflerine ulaşmak adına harcama yapması gerekli, bunu yapacak parayı bulmuş olması da büyük bir başarı ama bunu Jet Fadıl tarzı lanse etmek yanlış.
Girişimleri kan, ter ve gözyaşıyla kurulan yapılar değil de rahat rahat etrafa para saçılan yapılar olarak göstermek; dünyadaki emsalleriyle karşılaştırdığımız da gerçekten emekleme aşamasında olan Türkiye girişimcilik ekosistemine yapılacak en büyük kötülüklerden biri olur.
Çok çalışıp çok çabalayacağım, çok uykusuz gecelerim, çok sıkıntılarım olacak ama sonunda küçük bir ihtimal de olsa hem insanlara fayda sağlayan bir şey üreteceğim; hem ülkemin kalkınmasına destek olacağım, hem kendimi hem beni seven insanları bir nebze gururlandıracağım mantalitesiyle bu işlere kalkışmayan ilk darbede yıkılır.
Bizde bir girişim kurduk enayi yatırımcı arıyoruz family olur friends olur Angel olur VC olur artık ne kadar yakabilirsek kârdır gibi bu işe yaklaşılırsa üzücü sonuçlarla karşılaşırız.
Peki yatırımcıların karar verme aşamasında yüksek burn rate yerine gerçekten görmek isteyecekleri metrikler nedir? Hangi metrikleri onlara açık bir şekilde sunabilirsek girişimimizin fon bulması daha da kolaylaşır? Sınırlı bilgim dahilinde ve elimden geldiğince basit bir dille bunları açıklamaya çalışacağım.
Elbette her metrik; SaaS, eCommerce, Marketplace vb. farklı iş modellerine göre ne ifade ettiği bakımından ufak farklılıklar gösterebilir. Ama ben konunun çok fazla karışmaması adına bu metrikleri aşağıda tüm iş modellerini kapsayacak şekilde genel hatlarıyla ele alıp mümkün olduğu ölçüde örneklerle açıklamaya çalışacağım. Umarım ilgilenenlere bir nebze faydası olur.
1. MRR (Monthly Recurring Revenue)
MRR, girişimin aylık bazda tekrarlayan gelirlerini gösterir. Burada önemli nokta tek seferlik gelirleri bu hesaplamanın içine katmamak. Diyelim ki subscription-based bir iş modeliniz var ve müşterileriniz sağladığınız hizmeti kullanmak için her ay ödediklere ücretin dışında bir defaya mahsus bir kayıt olma ücreti de ödüyor. Bu ve benzeri bir defaya mahsus gelirleri mutlaka MRR hesaplamanızın dışında bırakmanız gerekiyor.
2. ARR (Annual Recurring Revenue)
Oldukça basit şekilde isminden de anlaşılacağı üzere ARR, MRR hesaplamasındaki bütün prensipler sabit kalmak şartıyla girişiminizin yıllık bazda elde ettiği tekrarlayan gelirleri göstermektedir.
3. Churn Rate
Bu metriği gelir, kullanıcı sayısı, aktif kullanıcı sayısı gibi farklı değişkenleri denklem içerisine katarak neye bakmak istiyorsak ona odaklı bir şekilde kullanabiliriz. Biz örnek olarak kullanıcı sayısını ele alalım. Buna göre churn rate formülümüz aşağıdaki gibi olacaktır.
churn rate = (Ocak ayı içerisinde üyeliğini iptal eden kullanıcı sayısı) / (Ocak başı itibariyle toplam kullanıcı sayısı)
Yani ocak ayına 1000 kullanıcı sayısıyla girdik ve Ocak ayı içinde 50 kullanıcımız üyeliğini iptal ettiyse bu ay özelinde churn oranımız %5 olarak gerçekleşmiştir.
4. CAC (Customer Acquisition Cost)
Bu metrik ilgili zaman aralığında bir müşteriyi elde etmek için yaptığınız tüm harcamaların miktarını gösterir. Bu harcamalara online reklam gideri de dahil edilmeli; yeni kullanıcılara ulaşmak için katıldığınız fuardaki standın ücreti de dahil edilmelidir. Diyelim ki “dating” üzerine bir girişiminiz var ve Şubat ayı içerisinde uygulamaya yeni kullanıcı kazandırmak adına Facebook ve Google Ads üzerinden toplam $1000 harcadınız. Bu reklam gideriniz sonucunda Şubat ayı içerisinde 100 yeni kullanıcı uygulamanızı indirip kullanmaya başladı. Şubat ayı özelinde girişiminiz için CAC değeri $10’dır.
5. Revenue
Aslında “gelir” adı altında çok basit bir metrik olarak görülse de dikkat etmemiz gereken önemli bir noktayı içinde barındırmaktadır. Örneklerle açıklarsak daha kolay anlaşılacağını düşünüyorum. Marketplace örneğini ele alalım. Diyelim ki StockX benzeri bulunması zor sneakers ayakkabıların alınıp satıldığı bir pazaryerimiz var. Yapılan her alım-satım işleminden kendimize %5 komisyon alıyoruz. 2020 yılı içerisinde sitemiz üzerinden yapılan toplam alım-satım işlem miktarı $20 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu miktarı kendi ürettiğimiz bir revenue olarak yatırımcılara belirtemeyiz. Çünkü bu işlemlerin tamamı finansal açıdan bizim şirketimiz üzerinden gerçekleşmiş olsa da buradaki asıl gelirimiz sadece %5’lik komisyon miktarına denk gelen $1 milyon dolardır.
6. Retention
Yatırımcılar açısından en önemli metriklerden biridir; çünkü product-market fit’e sahip olup olmadığınızı en açık şekilde gösteren orandır. Her yatırım turunda duyacağınız soru “Retention oranınız nedir?” olacak.
Retention rate, sunduğunuz hizmet ya da ürünü bir kere deneyimleyen kişinin ne sıklıkla aynı hizmeti/ürünü tekrar tekrar kullandığını ölçer. Örnekle açıklarsak; Getir ile ilk siparişini verenlerin sonrasında ne sıklıkla Getir uygulamasını kullanmaya devam ettiklerini bize veren orandır. Bu oran hemen hemen her örnekte düşüşe geçer. Ürününüzü deneyimleyen herkesin yaşam boyu kullanıcınız olmasını bekleyemezsiniz. Mutlaka sunduğunuz ürünü/hizmeti beğenmeyenler olacak. Burada önemli olan nokta bu oranı yatay bir düzlemde tutabilmektir.
Basit bir örnekle açıklarsak: haftalık bazda takip ettiğimiz retention oranımız %80’lerden başlayıp 52. haftanın sonunda %10’a kadar düşmüşse ürün-pazar uyumunu yakalayamadığımızı anlarız. Ama %80’lerden başlayıp diyelim ki 10. hafta itibariyle %60’lara kadar gerilemiş fakat bu haftadan itibaren 52. haftaya kadar %50-%60 arasında değişen yatay bir seyir izlediyse ürün kendisine pazarda bir yer edinmiş demektir. Bu da girişimin alacağı yeni yatırımlarla ürün ve hizmetlerini daha da geliştirebileceği, kullanıcılarına daha iyi deneyimler sunarak pazardaki yerini daha da güçlendirebileceğini gösterir.
Bu metriklerin dışında hem girişimcilerin kendi iş modellerine göre takip ettikleri hem de yatırımcıların görmek istedikleri daha birçok farklı metrik mevcut. Fakat yukarıda yer alanlar en çok dikkat edilenlerin başında gelmektedir.
Şirketinizin Geleceği, Sosyal Medyayı Nasıl Kullandığınıza Bağlı

İşletmenizi büyütmek ve potansiyel müşterilere dönüşen daha fazla kitleye ulaşmak ister misiniz? Günümüzde, işinizi genişletmenize yardımcı olabilecek en önemli taktik ücretli medyadır. Hedef kitlelere ulaşmak için sosyal medya yayınları, video reklamlar, pop-up’lar vb. gibi tanıtılan (ücretli) içerik kullanma yöntemidir. Aslında, ücretli medya işletmelerin daha fazla insana ulaşmak için ödediği içeriktir.
Bazıları için, el parmaklarını ücretli sosyal medyaya batırmak korkutucu olsa da, en iyi uygulamaları anlayarak, deneyiminiz çok daha keyifli olacaktır. Ücretli medyada daha rahat olmanız için neler yapmamız gerektiği hakkında biraz konuşalım;
Hedefler belirleyin.
Mükemmel bir ücretli medya stratejisi, hedeflerin belirlenmesi ile başlar. Nereye gittiğini bilmiyorsan, nereye varacağını nereden biliyorsun? Ücretli bir medya stratejisi oluşturmaya başlamak için temel performans göstergelerini anlamanız gerekir. Bunlar, genel hedefe ulaşmada kaydedilen ilerlemeyi gösteren ölçülebilir bir değerdir. Temel performans göstergelerine bazı örnekler, gösterimler, dönüşümler ve web sitesi trafiğidir. Bu metrikler, içeriğinizin ne kadar iyi performans gösterdiğini belirlemenize yardımcı olacak bilgiler verebilir.
Ücretli medya kampanyanız için hedeflerin nasıl bir listesini geliştireceğinizden hala emin değilseniz, sonuç olarak bu içerikle ulaşmak istediğiniz genel hedefin ne olduğunu düşünün. Ne için reklam veriyorsunuz? İşletmenizin reklamlarınızdan sağladığı faydaları nasıl umuyorsunuz? Vizyonunuzu aklınızda tutun ve hedeflerinize rehberlik etmesine izin verin.
Bir anahtar kelime listesi oluşturun.
Anahtar kelimeler, içeriğinizi hedef kitlenizin önüne getirmek için kullanılan bir taktiktir. Ücretli medya içeriğinizin başarısı, mümkün olduğunca çok sayıda potansiyel müşteriye ulaşmanıza yardımcı olduğu için anahtar kelimelere bağlıdır. İşletmeniz ve reklamınızla alakalı olduklarından emin olmak için anahtar kelimelerle ilgili kapsamlı araştırmalar yapın.
Ücretli medya reklamlarını ve kampanyalarını yayınlamaya devam ettikçe, anahtar kelime listenizi, iyi performans gösteren terimlerle güncelleyin. Bir anahtar kelime hedef kitlenize ulaşmada başarılı olmadıysa, gelecekte reklamlarınızı olumsuz etkilememesi için onu dışarı çıkarın.
Kanallarınızı seçin.
Kitlenizin tamamı Tik Tok veya başka bir kanalı kolektif grup olarak sevmez. Her tüketici tercihlerinde farklıdır ve ücretli medyanızın kanallarını dikkatlice seçerek buna hitap etmek istersiniz. Araştırma -sihirli kelime- hangi kanalların kitlelerinize başarıyla ulaşması gerektiğini anlamanıza yardımcı olabilir. Google, dahil etmek için harika bir platformdur, ancak bariz olanın ötesine geçin ve kitlenizin hangi kanallarda zaman harcadığını araştırın.
Reklamlarınızı bir Z kitlesine hedefliyorsanız, etkileyiciler ve görsel içerik yayınlarının sağladığı ücretli medya için çılgınca popüler bir platform haline gelen Tik Tok veya Instagram’ı düşünün. Veya çalışan profesyoneller tarafından kullanılan bir hizmetin reklamını yaptığınızı varsayalım; LinkedIn listenizdeki ilk kanallardan biri olmalıdır. Kitlelerinizin potansiyel olarak (neredeyse) takılmayabilecekleri tüm yerleri düşünmek çok zor, ancak bazı araştırmalar ve sezgilerle, ilerledikçe listeyi daraltmak daha kolay hale gelecek.
Açılış sayfaları oluşturun.
Böylece, güzel bir reklam oluşturdunuz ve potansiyel bir müşteri reklamı tıkladı, ancak nereye giriyorlar? Cevap web sitenizin ana sayfası değil (hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm) Kullanıcı kendini bir açılış sayfasında bulmalıdır. Terime aşina değilseniz, açılış sayfası, potansiyel müşterileri dönüştürmeye adanmış bir web sayfasıdır. Ücretli medyanızla alakalı bir açılış sayfası tasarlamak kullanıcı için temiz, tutarlı bir geçiş ve deneyim sağlayacaktır.
Ücretli medya reklamınızla alakalı içerik eklemenin yanı sıra, açılış sayfanızın da ilgi çekici olduğundan emin olun. Kullanıcılar, ister bir e-posta giriyor, ister en son ürününüzü satın alıyor olsun, sayfanızda istenen işlemi yapmak istemelidirler. Gerektiğinde daha iyi performansa uyum sağlamanıza yardımcı olması için açılış sayfanızdaki dönüşümleri izleyin.
Reklamlarınızı optimize edin.
Ücretli medya reklamlarınız zaman içinde yayınlandıkça, kitleniz ve bunlara tam olarak nasıl ulaşacağınız hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz. Bu bilgi altın gibidir ve tartışmasız daha değerlidir. Gelecekteki reklamlar ve kampanyalar için hedeflemeyi iyileştirmek üzere kazandığınız bilgileri kullanın. Yapmanız gerekebilecek ayarlamalar arasında, mesajınızı daha da belirgin hale getirmek için mesajınızı hassaslaştırma veya tasarımı düzenleme yer almalıdır.
Kitleler hakkında daha fazla bilgi edindikçe reklamlarınızı ayarlamak, başarılı ücretli medya içeriği oluşturmak için çok önemlidir. Kitlenizin davranışını izlemek için bir öğrenme eğrisi var, ancak bunun sizi korkutmasına izin vermeyin. Reklamlar için sağlayabileceğiniz tüm optimizasyonlar potansiyel müşteriler oluşturmanıza yardımcı olur, bu nedenle başınızı yukarıda tutun ve yayınlayın!
Reklamlarınızı ölçün.
İçeriğinizin gerçekte nasıl performans gösterdiğini bilmenin tek yolu başarılarını takip etmektir. Temel performans göstergelerini hatırlıyor musunuz? Harika, işte burası onları kullanacağınız yer.
Ücretli medyanızın nasıl performans gösterdiğini ölçmek, reklamlarınızın devam eden başarısı için çok önemlidir. Reklamlarınızı ne sıklıkta ölçmek istediğinize karar verin. (haftalık? aylık?) Ve reklamlarınızın seçtiğiniz göstergelere göre nasıl performans sergilediğini inceleyin.
Tüm reklamlar, yayınlanır yayınlanmaz inanılmaz bir performans göstermez ve bu sorun olmaz. Analitik sonuçlarınızdan öğrenin ve kendiniz için kolay olun, herkes bir uzman değildir. Ücretli medyanız için en iyi olanı deneyin ve oradan bir strateji oluşturmaya devam edin.
Bir uzman tutun.
Yukarıdakileri okuduysanız ve hala bu blogun ötesinde daha fazla yardıma ihtiyacınız olabileceğini düşünüyorsanız, içeriğinizle ilgilenecek ücretli medya uzmanlarına danışın. Bir işletmeyi yürütmek çok zaman alır ve etkili bir ücretli medya kampanyası oluşturmak tam zamanlı bir iştir. Ücretli medya uzmanları bu alanda kapsamlı deneyime sahiptir ve onları işe almanın ötesinde herhangi bir şey yapmanıza gerek kalmadan ilgili görevleri gerçekleştirebilirler.
Ücretli medya yardımı sunan bir hizmetten geçebilir veya kendi başınıza bir arama yapabilirsiniz. Her ikisi de harika seçeneklerdir, bir uzman bulmak zaman alıcı olabilir ve evrak işleri, masraflar, faydalar vb. söz konusu olduğunda zorluklar ortaya çıkarabilir. Uzmanınızı bulmak için bir hizmet seçerken, yeteneklerini önceden referanslarından doğrulayabildiğinizden emin olun.
Ücretli medyayla nereden başlayacağınızı merak ediyorsanız, başarılı bir şekilde başlamanıza yardımcı olacak bir çok uygulama kılavuzu vardır. İçeriğinizi oluştururken eğlenmeyi unutmayın. Araştırmanızı yaptıktan ve bir temel oluşturduktan sonra, ücretli medyanızın öne çıkmasına yardımcı olmak için çeşitli tasarımları deneyin. Daha fazla yardım talebiniz ve kafanızın yatmadığı konular için mutlaka uzman kişilerden yardım istemeyi unutmayın, gurur meselesi yapmayın!
Liderlik İçin Doğru Donanımlara Sahip Misin?

Herkes lider olduğunu düşünüyor ama çoğu kişi bundan çok uzak yapıda davranıp, hareket ediyor. Her seviyedeki başarılı girişim, liderliğe ve birkaç kişinin hem günlük, hem de uzun vadeli hedefleri düzenleme yeteneğine bağlıdır. İlk bakışta bu basit görünüyor, ancak gerçek şu ki, herkes liderlik etmek ve başarılı bir başlangıç yapmak için yeterli donanıma sahip değil. Bu, belli bir zihniyet ve beceri gerektirir. Bunun için, aşağıda değindiğim sekiz ipucu ekibinizi yönetmenize yardımcı olabilir.
1. Kendinden emin, tutkulu ve olumlu olun
Güven bağımlılık yapar. Ekibinize kendilerine güvenen bir yüz gösterirseniz, bu durum ekibinizi de güçlendirilecektir. Bu, koşarak yere vurabilen güçlü, pozitif takımlara yol açar. Tutku ve coşku bulaşıcıdır. Büyük liderler yaptıklarına tutkuyla bağlıdırlar ve bu tutkuyu çevrelerindeki herkesle paylaşmaya çalışıyorlar. Olumluluk tutkuyla bağlanır, ancak bazen pozitifliğin yayılması olumsuzluktan daha zordur. Araştırmalar, pozitif düşünmenin bir takım için finansal olmayan diğer motivasyon araçlarından daha faydalı olduğunu bulmuştur. Sağlıklı bir takım zihnini teşvik etmek adına paradan daha geçerli maddeler olduğunu bir yere not etmekte fayda var.
2. Plan
Proje ekipleri planlama üzerine çalışır. Ancak şirketinizin yaptığı planlamanın tüm ekiple gerçekleştirilmesi gerekir, böylece hepsi onlara bir süreç uygulamak yerine şirketin ve kararlarının bir parçası gibi hissederler. Her liderin neyi amaçladıklarına ve nihai hedefin ne olduğuna dair net bir vizyonu olmalıdır. Plan’lı olmakla, plan’sız olmak arasındaki fark, tamamıyla sizin başarınızla doğrudan bağlantılıdır.
3. Sorumlu olun
Lider, bir ekibin takip etmek istediği kişidir. Çünkü genellikle kişisel bütünlük göstermişlerdir, bu yüzden popüler olmayan gerekli kararlardan kaçınamazlar. Sorumlu bir lider özverili ve ekibin çıkarları için hareket eder. Sorumlu bir lider, sonuçlara atlamak yerine gerçeklere ve toplanan verilere dayalı içgörülü bir yargı kullanır.
4. Motive etmek ve alçakgönüllü olmak
Vizyon, nereye gittiğiniz konusunda net bir fikirdir. Amaç duygusu, oraya neden gittiğini anlamakla ilgilidir. İnsanlar kendilerinden daha büyük bir şeyin parçası gibi hissetmeyi severler ve büyük liderler insanlara bu hissi verir. Takım üyeleri sadece motive olduklarında iyi performans gösterecek ve bir şey yapmanın nedenlerini görebileceklerdir. Takımlarında “başarmayı istemek” duygusunu yaratmak büyük bir liderin temel becerisidir. Buna ek olarak, büyük liderler alçakgönüllü yapılarıyla bilinirler. Yetki konumlarının herkesten daha iyi olduklarını hissedilmesine izin vermezler. Mütevazi, herkese içten gülümseyen ve olabildiğince yürekten yardımcı olarak daha iyi bir lider olun.
5. Takımınızı anlayın
Büyük liderler, kendileri dışındaki zorlukları, eleştirileri ve bakış açılarını memnuniyetle karşıladıklarını açıkça belirtirler. Durum ne olursa olsun, birlikte çalıştığınız kişiye aynı ekipte olduğunuzu göstermek için çok yol kat edebilir. Hiçbir takım, her zaman %100 etkili olmayacak ve takım üyelerinin izin günleri olacaktır. Grubunuzun bireysel üyelerini anlamak ve işyerinde veya kişisel olarak onları etkileyebilecek sorunları tanımak için zaman harcamak zorundadırlar. Ekibinizi anlamak, profesyonel güçlü ve zayıf yanlarını belirlemenize ve onlara takım içinde uygun roller vermenize olanak tanır.
6. Her yaştan işçiyi kucaklayın
Birçok girişim genç ve dinamik ekipleri bir araya getirmeye çalışır. Bilgili lider bir ekibe daha deneyimli insanları dahil etmeye, bilgi ve deneyimlerini kucaklamaya çalışacaktır. İngiliz hükümeti için hazırlanan yeni bir rapor, işgücünün bazı sektörlerde, işyerinde taze olanlardan daha fazlasını sunmasını önerdi. Bu da tecrübeli olanları son derece değerli kıldı. Yaşlı işçilerin sunacak çok şeyleri vardır ve yaşlı işçilerin karşılaştığı sorunların bazılarını yaşamamış olabilecek genç ekip üyelerine büyük rehberler olabilirler. Tecrübe satın alınamayacak önemli bir durumdur.
7. Uygun kaynakları sağlama
Takımlar doğru araç ve gereçler olmadan çalışamaz. İhtiyaç duydukları şeye sahip olmalarını sağlamak bir lider olarak sizin sorumluluğunuzdadır. Bu, takım üyelerine kaynak gerektiren bir şeyle görevlendirildiklerinde ve onlar için itmeye istekli olduklarında yardımcı olmanız gerektiği anlamına gelir. Aynı zamanda, işletme maliyetleriyle mücadele edebilecek olan üst yönetimin bir projeyi tamamlamak için gereken her şeyi sağlamak anlamına da gelecektir.
8. Her düzeyde iletişim kurun
İletişim, liderliğin gerçek işidir. Liderlerin hedeflerini her gün nasıl gerçekleştirdiklerinin temel bir unsurudur. Etkili bir lider olarak, tüm iş seviyelerinde insanlarla ilişki kurmanız ve onlara tam olarak neye ihtiyaç duyulduğunu anlamalarını sağlamalısınız. İyi bir iletişimci bir mesaj alabilir ve belirsizlikleri dağıtabilir. İnsanlar mesajı anlamaya başlayacak ve ipucunu takip etmeye hazır olacaklar. İletişim günümüzdeki en değerli özelliklerin başında geliyor. İyi bir iletişimcinin, liderlik yolundaki önü açık olduğu kadar, kendisinin ve ekibinin başarı açısından şansta çoğu zaman yanlarında olacaktır.
İnsan Bilgisayar Etkileşimi Nedir?
İnsan bilgisayar etkileşimi, kullanıcı ve bilgisayar arasındaki arayüze odaklanarak, tasarım ve teknolojinin en kullanılabilir uygulamalarını geliştirmeyi amaçlayan çalışmalardır. Bu konunun araştırmacıları hem insanların bilgisayarla etkileşimini gözlemler, hem de değişik teknolojiler tasarlayıp insanların bu teknolojilerle etkileşimlerini incelerler. İnsan bilgisayar etkileşimi terimi ilk kez 1983 yılında yayımlanan The Psychology of Human Computer Interaction adını taşıyan kitapta Stuart K. Card tarafından kullanılmıştır.
İnsan bilgisayar etkileşimi, bilişsel cihazları, sistemleri ve altyapıları kullananların yaptıkları ve yapmadıkları üzerine çalışır; bilgisayar arayüzlerinin kullanılırlığını arttırarak insan bilgisayar etkileşimini geliştirmeyi hedefler. Kullanılabilirliğin tam olarak nasıl algılandığına, diğer sosyal ve kültürel değerlerle nasıl bir bağlantısı olduğunu mercek altına alır.
Bu alandaki araştırmalar genel olarak şu hedeflere sahiptir:
- Öğrenilebilme ve kullanım yeterliği gibi durumları iyileştirebilmek için farklı bilgisayar arayüzleri tasarlamak.
- Bilgisayar kütüphaneleri ve yazılım araçları gibi donanım arayüzleri geliştirmek.
- Kullanılabilirlik ya da bunun gibi istenen özellikleri göz önünde bulundurarak arayüzleri değerlendirmek ve karşılaştırmak.
- İnsan bilgisayar etkileşiminin doğurduğu sosyokültürel durumları kapsamlı olarak ele almak.
- Bilgisayar arayüzleri için konseptler tasarlamanın yanısıra insanların bilgisayar kullanımını da modellemek ve teorileştirmek; bilişsel kullanıcı modelleri, etnometodoloji gibi çalışmalar yürütmek.
İnsan bilgisayar etkileşimi tasarımcılarının işleri genellikle arayüz ekseninde dönerken, insan bilgisayar etkileşimi araştırmacıları ise genellikle yeni tasarım metodolojileri, farklı cihazlar deneme, etkileşim paradigmaları keşfetme, etkileşim üzerine model ve teoriler üretme gibi çalışmalar gerçekleştirirler. Apple’ın konuşmaya dayalı akıllı asistanı Siri ve Google’ın arttırılmış gerçeklik projesi Glass, insan bilgisayar etkileşimi deneyiminin günlük hayata uygulanabildiği en vizyoner örnekleridir.
Alan Adları Uzantıları Anlamları
Uzantılar aslında sitelerin türü hakkında bilgi verme amacı taşımaktadır. Bu doğrultuda .com uzantısı Türkçe ‘de “ticari” anlamına gelen “Commercial” kelimesinin kısaltmasıdır. Yani .com uzantılı bir site adı duyduğumuzda bunun ticari amaçlı bir site olduğunu düşünmemiz mantığıyla yola çıkılmıştı. Fakat ticari amaçlı olsun olmasın bütün sitelerin .com uzantısını kullanmayı tercih etmesi nedeniyle en popüler alan adı uzantısı .com oldu.
Aynı şekilde de .net alan adının uzantısı Türkçe ‘de ağ, şebeke anlamına gelen “Network” kelimesinin kısaltması. Bu da internet ve iletişim hizmeti sunan firmaların web sitelerinin uzantısı olacağı mantığıyla yola çıkıldı. Fakat .com alan adının alternatifi haline geldi. Yani .com alan adı uzantısı doluysa, .net alan adı almak tercih edilir oldu.
Bir diğer popüler uzantı da .org uzantısı. Bu uzantının mantığı da aynı yani Türkçe ‘de organizasyon anlamına “Organization” kelimesinin ilk 3 harfinden oluşuyor. Amacı ise kar amacı gütmeyen dernekler, sivil toplum kuruluşlarına ait web siteleri için yola çıkılmıştı. Fakat .com ve .net uzantıları dolu olması durumunda tercih edilen bir alan adı uzantısıhaline geldi.
Bu mantıkla hemen hemen her ülkenin bir alan adı uzantısı var. Ülkemiz Türkiye ‘nin de alan adı uzantısı .tr ve .tr uzantılı bir site görüldüğünde bunun Türkiye ‘ye ait bir site olduğu düşünülmesi gerekiyor. Orijinal yazılışı Colombia olan Kolombiya ‘nın domain uzantısı da .co. Dolayısıyla mantık olarak .co uzantılı web sitesi Kolombiya ile alakalı olmalı. Fakat .co uzantısı dünyanın en popüler alan adı uzantısı .com ‘a son derece yakın olması nedeniyle en çok tercih edilen alan adları arasında yer alabiliyor.
Netice olarak .com veya diğer domain uzantısının önemi SEO açısından hem var hem de yok diyebiliriz. Fakat SEO ‘da en ufak bir faydayı bile göz önünde bulundurmak gerektiğinden, söz konusu küçük faydayı da dikkate alarak hareket etmekte fayda var. Bu doğrultuda örneğin araba gibi jenerik bir kelimenin .co uzantısı boşsa alınabilir. Fakat “Araba Bakım Servisi” gibi bir kelimesinin .co uzantısını almak çokta mantıklı değildir. Bu alan adını “Araba Tamir Servisi” veya “Oto Bakım Servisi” gibi türeterek .com uzantılı boşta olanını almak daha mantıklıdır.
- Published in Genel, İzmir Web, İzmir Web Siteleri
Web Tasarım Firmaları Nasıl Çalışmalıdır?
Web sitesine dair tasarımları yapan web tasarım firmalarının belirli kriterlerde hizmetlerini ortaya koymaları gerekmektedir. Aksi takdirde yanlış ve aksilik içeren işlerin ortaya çıkmasına neden olarak, işlerin herhangi bir sonuca ulaşmaması durumu kendini gösterebilmektedir.
Web tasarım firmaları genel olarak belirledikleri yolu tecrübe ve bilgiyle donatarak, net bir şekilde ortaya koymalıdır. Aynı zamanda da SEO firması olarak da devreye girebilmektedirler.
Web tasarım firmaları, ortaya koydukları web sitesi tasarımlarının SEO kurallarına uygun bir şekilde meydana getirmektedirler. Böylelikle kullanıcılarının zengin bir biçimde olması muhtemel olan web sitelerini ortaya koymuş olacaklardır. Gerçek hesaplardan yapılacak olan backlink faaliyetlerinin yanı sıra doğal site trafikleri kapsamında da hareket etmektedir. Her gerçek SEO kuralları ışığında sitenin her zaman yüksek potansiyele sahip bir şekilde olmasını amaçlayarak hareket etmektedirler.
Web Tasarım Firmalarının Esas Aldığı Kriterler
- Site linklemelerinin kullanıcının aradığı bilgiye daha rahat bir şekilde ulaşmasını sağlayacak biçimde gerçekleştirilmesi.
- Her sayfanın belirli kurallara bağlı olarak tasarlanması
- Sitenin açılma hızının her cihazda aynı şekilde olması
- Sitenin görünümünün tüm cihazlarda aynı seviyelerde olması
- Site içeriklerinin özgün olması
- Grafik kalitesinin yüksek olmasının yanı sıra site hızını olumsuz etkilememesi
- Görsellerin web sitesi tasarımı içerisinde dengeli bir konumda olması.
- Site kodlamalarının düzenli ve temiz bir şekilde gerçekleştirilmesi.
- Site içerisinde yer alan H taglarının düzenli ve her sayfada varlık göstermesi.
- Site standartlarının sağlandığından emin olunması.
- Sosyal medya hesaplarının bulunması ve siteyle bağlantılı kalması.
- Web sitelerinin tüm arama motorlarında kayıtlı olması ve CML yapıda var olan site haritalarının arama motorlarında bulunması.
Bu şekilde var olan SEO kurallarına uygun bir şekilde web sitesi tasarlamak her zaman kullanıcılara kolaylıkla ulaşabilecektir.
- Published in İzmir Web, İzmir Web Hizmetleri, İzmir Web Sitesi Ajansıları
İnternet ve İzmir Web Tasarım
World Wide Web kesinlikle toplumumuzda önemli bir rol oynamaktadır. Aslında, yaklaşık 50 milyar web sitesi bulunmaktadır. Türkiye’de internet kullanımı artmaya devam ediyor. 2013 yılında bireylerin % 85’inin İnternet erişimi vardı. Ortalama olarak, insanlar interneti günde 169 dakika kullanıyorlar. Bu neredeyse üç saat boyunca, kullanıcılar çok çeşitli web siteleriyle temasa geçerler ve sıklıkla sadece iki veya üç saniye boyunca bir web sitesinde kalırlar. Bu ne anlama geliyor? Hızlı toplumumuzda, insanların sınırlı zaman kaynakları vardır.
Aynı zamanda, İnternet çok büyük miktarda bilgi sağlar. Bu nedenle zorluk, mevcut olanlardan en uygun web sitelerini hızla seçmektir. İnternet kullanıcılarının ortalama olarak tek bir sitede sadece birkaç saniye geçirdikleri göz önüne alındığında. İçerik üzerinde sörf yapmaya değip değmeyeceklerine karar vermediler. İnsan etkileşimindeki diğer birçok alanda olduğu gibi, ilk izlenim önemlidir.
Bu ilk izlenim formlarının ne kadar çabuk hafife alındığı. İki veya üç saniye zaten kısa bir zaman gibi görünüyor, ancak aslında sadece bir saniye sürüyor. Bir web sitesini yalnızca 50 ms gördükten sonra, insanlar bir web sitesini cazip bulup bulmadıklarına dair güvenilir yargılarda bulunurlar. Kullanıcılar bir web sitesini çekici buluyorsa, sitenin olumsuz yönlerini ihmal ediyor ve hatalarla veya düşük kullanılabilirlikle karşılaşsalar bile olumlu görüşlerini sürdürüyorlar. Buna karşılık, kötü tasarlanmış web siteleri bazen yüksek kaliteli içeriğe sahip olsalar bile reddedilir.
Bu nedenle, sitenin görsel görünümü, tasarımı, web sitelerinin ilk izlenimlerini belirler, sadece üzerinde bulunabilecek bilgileri veya bu bilgileri bulmanın ne kadar kolay olduğunu belirler. Bağlantıların sayısı, hizalama, gruplama göstergeleri ve yoğunluk gibi faktörler bir sitenin tasarımının bir parçasıdır, ancak daha pek çok olası faktör vardır.
Araştırmanın bu kurucu parçaları tanımlaması ve etkilerini incelemesi önemli olmakla birlikte, bu farklı kısımları değerlendirmek, hatta bilinçli olarak algılamak gerekli görünmemektedir; bunun yerine, küresel görsel görünüm, İnternet kullanıcılarının bir web sitesinin temyizini yargılaması için yeterli gibi görünmektedir. Milyarlarca mevcut web sitesi ile, web sitesi sahipleri kullanıcıların dikkatini çekmek ve onları olumlu bir ilk izlenim haline getirmek için yarışırlar, böylece kullanıcılar web sitesinde kalır ve daha fazla etkileşime girer. Bu nedenle, kullanıcıların bir web sitesini görüntülerken nelerin önemli gördüklerini bilmek ve siteyi bu tercihlere göre tasarlamak ilgi çekicidir. Bunun nasıl başarılabileceğine dair çok fazla kılavuz olmadığından, web sitesi değerlendirmesi ile ilgili farklı faktörlere ve sonuçlara göz atacağız.
- Published in İzmir Web
- 1
- 2