X

Yazar: 14 Mayıs 2016

Web Site Tasarımı İzmir Firması

Web Tasarım İzmir nin rahatlıkla girip çıktığı binada gerçekleştiği iddia/isnat edilen işbu suçun TCK 142/2-d maddesinde düzenlenen suçu değil; Türk Ceza Kanunu’nun 144. maddesinde düzenlenen ve daha az cezayı gerektiren hallere ilişkin olan düzenleme karşısında, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, İzmir Web Tasarıme isnat edilen hırsızlık suçun, gerek Web Tasarım İzmir nin gerekse İzmir Web Tasarımin ortağı bulunduğu bina içerisinde işlenmiş olduğu iddia edildiğinden; öncelikle bu sebeple TCK’nın 144/1-a fıkrası uyarınca; Sayın Mahkemenizce aksinin düşünülmesi halinde dahi bu kerre TCK’nın 142-1/b maddesi uyarınca Sayın Mahkemenizce, Mahkemenizin görevsizliğine karar verilmesi gerekmektedir. Zira, Türk Ceza Kanununun 142. maddesinin 1/b fıkrasındaki düzenleme incelendiğinde; kabul anlamına gelmemek ve tüm yasal haklarımız ile savunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla, tüm dosya kapsamından Web Tasarımı İzmir açıkça anlaşılacağı üzere, Web Tasarım İzmir nin işyeri olan odasının bulunduğu binada Web Tasarım İzmir  tarafından bırakıldığı iddia edilen; yani ODADA SALT MUHAFAZA ALTINA ALINAN söz konusu paranın, kilit altına alınmadığı, odada bulunan diğer tüm eşyalardan bir farkı olmadığı, Web Tasarım İzmir nin 14.900,00-TL’sinin İzmir Web Tasarım tarafından Web Tasarımı İzmir çalınmış olduğu iddiası bir an için ciddiye alındığında dahi, İzmir Web Tasarımin de ortağı olduğu ve müşterek kullanım altında olan binada gerçekleştiği iddia/isnat edilen işbu suçun Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin 1/b fıkrasındaki bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçu olarak nitelendirilebileceği sabittir.

 

Bu durumda, atılı suçu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, İzmir Web Tasarımin durumunu kötüleştiren, üzerine Web Tasarımı İzmir atılı suçun TCK 142/2-d maddesi kapsamında işlendiğinin değerlendirildiği ve suçun niteliğini ağırlaştıran işbu düzenlemenin, tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere İzmir Web Tasarım hakkında uygulama alanı bulunmayan bir düzenleme olduğu gerçeği karşısında Sayın Mahkemenizin usul ve yasa uyarınca işbu davaya bakması mümkün olmadığından Mahkemenizin görevsizliğine karar verilmesi gerekmektedir.

 

  1. Web Tasarım İzmir taraf 15.05.2012 tarihli dilekçesinde; “Web Tasarım İzmir nin yönetim kurulu başkan vekilliği görevinin 31.05.2011 tarihli genel kurula kadar sürdüğünü; Web Tasarım İzmir nin henüz yönetim kurulu üyesiyken dahi ofisine girişinin haksız olarak engellendiği gerçeğini örtbas etmek ve Web Tasarım İzmir  hakkında yanıltıcı bir görüş oluşturmak için tarafımızca olayların karışık düzende ve bir zaman planlamasına oturtulmadan hatalı olarak aktarıldığını; Web Tasarım İzmir nin hala yönetim kurulu başkanı iken 25.03.2011 tarihinde Garanti Bankasından 14.900,00-TL tutarında para çektiğini ve kendisine ait odasında bulunan çekmeceli dolabına koyduğunu; 26.03.2012 tarihinde Web Tasarım İzmir nin olağan bir günde olduğu gibi Tanju Görgülü ile ofisine girmek istediğini, ancak kendilerine İzmir Web Tasarımin talimatı ile kilitlerin değiştirildiği ve anahtarların İzmir Web Tasarımde bulunduğunun bildirildiğini; bunun üzerine Web Tasarım İzmir nin tesisi terk ettiğini ve bu durumu açıklığa kavuşturmak için 31.05.2011 tarihli genel kurulu beklediğini; 31.05.2011 tarihli genel kurulun gerçekleşmesinden 3 gün önce 28.05.2011 tarihinde ilgili evraklarını ve parasını almak için ofisine girmek istediğini ancak isimli güvenlik görevlileri tarafından tesise girişin engellediğini ve bunun Levent Kemaloğlu’nun talimatı olduğunun kendisine bildirildiğini” iddia etmektedir.

 

Oysaki tarafımızca hiçbir zaman olayların düzeni karıştırılmadığı gibi Mahkemenize yanlış, hatalı olarak aksettirilmiş de değildir. Aksine, tarafımızca her zaman Web Tasarım İzmir nin odasını dilediği zaman kullandığı- ki buna Mayıs/2011 tarihine kadar olan sürede dahildir- belirtilmiş olup; dosyada mübrez tüm tanık anlatımlarından