Yazar: suat 20 Mart 2020
Son yirmi yılda İnternet kullanıcılarının dikkat çekici büyümesiyle, İnternet bireylerin belirleme, iletişim kurma ve satın alma kararlarını verme biçimini değiştirdi. Bu fenomenin önemi, çevrimiçi perakende satışlarla ilgili çeşitli raporlarla vurgulanmaktadır. E-ticaret gelirleri 2000 yılında 7,4 milyar dolardan 2009 yılında 155,2 milyar dolara yükselmiş ve 2014 yılına kadar 250 milyar dolara ulaşacağı öngörülmektedir. Sadece çevrimiçi alışveriş yapan tüketici sayısı artmakla kalmadı, aynı zamanda çevrimiçi perakende mağazaların sayısı da arttı.
Özellikle nispeten düşük kurulum maliyeti göz önüne alındığında, çevrimiçi perakendecilik, pazarlarını bölgesel üslerinin ötesine genişletmenin bir yolu olarak hem büyük hem de küçük perakendeciler için çekici bir seçenek olmuştur.
Bu büyük pazar büyümesi çevrimiçi perakendeciler için cesaret verici olduğu kadar, tüketiciler artık sonsuz sayıda çevrimiçi mağazadan hızlı ve kolay bir şekilde alışveriş yapabildikleri için perakendeciler arasında artan rekabet anlamına da geliyor. Bu rekabetçi ortamda, çevrimiçi perakendecinin başarısı, tüketicilerin sadece bir perakende sitesini ziyaret etmekle kalmayıp, aynı zamanda bir perakendecinin sanal pazarını keşfetmek ve gezinmek için önemli ölçüde zaman harcamasına da bağlıdır.
Bu amacı gerçekleştirmek için, İzmir web tasarımcıları ve tasarım yöneticileri tüketicilerin hangi yollarla olduğunu anlamalıdır: aramalar yoluyla tanımlanan birçok kişi arasından belirli bir İzmir web sitesini seçmek; sitenin ara yüz tasarımı ile etkileşimde bulunmak ve değerlendirmek; ve ondan bir alışveriş yapın. Mevcut çalışma bu konuyu ilk hamilelik davranışı bağlamında araştırmaktadır.
Kendine uyum, bir tüketicinin kişiliği ile bir ürün veya hizmetin algılanan kişiliği arasındaki anlaşma derecesini ifade eder. Tüketici genellikle bir ürünü veya hizmeti insan benzeri bir kişiliğe sahip olarak algılar; bir ürün veya hizmetin kendi kişiliği ile benzer özelliklere sahip olduğu görülürse, bir tüketici bir ürünü veya hizmeti olumlu olarak değerlendirme eğilimindedir. Bununla birlikte, mevcut literatürde, kendiliğinden uyum tüketicilerin bir mağazaya girdikten ve perakende tekliflerini ve tasarımlarını keşfettikten sonra verilen karar olarak kabul edilir.
Bir İzmir web sitesini ziyaret ettikten hemen sonra oluşturulan ilk uygunluk kararının ve bir tüketicinin sitenin tasarlanma şeklini değerlendirmesini ne ölçüde etkileyebileceğinin anlaşılmasına fazla dikkat edilmemiştir.