X

Yazar: 13 Mayıs 2016

İzmir Web Ucuz Web Sitesi Firması Şirketleri

Davalı idare tarafından; İzmir Web Sitesi Tasarımı Müvekkil Şirketçe, 2011 yılına ilişkin ticari defter ve belgelerin ibrazına ilişkin düzenlenen ilgili kurum yazısının tebliğ alınmasına rağmen, söz konusu defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle, 21.05.2014 tarihli 2014-A-684/19 rapor sayılı Vergi İnceleme Raporu ile Müvekkil Şirket hakkında 1.200,00-TL özel usulsüz cezası kesilmesine karar verilmiş ve bu doğrultuda Müvekkil Şirkete dava konusu 20140813135050000015 nolu vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilmiştir. Tarafımızca anılı vergi/ceza ihbarnamesinin düzenlemesi haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olması sebebiyle, iptali için İzmir 4. Vergi Mahkemesi’nin 2014/1910E sayılı dosyası ile işbu dava açılmıştır. İzmir 4. Vergi Mahkemesi 2014/1910E, 2015/1147K sayılı ilamı ile ‘’ Olayda, davacı şirketin muhafaza etme ve muhafaza süresi içinde inceleme için istenildiğinde ibraz yükümlülüğü bulunan 2011 yılı tüm defter ve belgelerini herhangi bir mücbir sebep hali bulunmaksızın incelemeyi yapan vergi müfettişine ibraz etmediği İzmir Web Sitesi Tasarımı sabit olduğundan, davacı şirket hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mük. 355/1. Maddesi uyarınca kesilen dava konusu özel usulsüzlük cezasında yasal isabetsizlik görülmemiştir.’’  diyerek davanın reddine karar vermiştir. İş bu Yerel Mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekmektedir. Şöyle ki;

  1. Öncelikle, Müvekkil Şirkete ait defter ve kayıtlar, Müvekkil Şirket tarafından, kesinlikle bilerek ve isteyerek ibraz edilmemiş değildir. Malumunuz ve uygulamada olduğu üzere, Şirketler, ticari defter, belge ve kayıtlarının tutulması, saklanması, kaydedilmesi ve tüm muhasebesel işlemlerin yapılmasını, mali müşavirleri aracılığıyla gerçekleştirmekte olup, özel bir uzmanlık ve bilgi gerektiren tüm bu muhasebesel hususların Şirket yetkililerince yapılmasını beklemek zaten mümkün olamamaktadır. Bu doğrultuda, Müvekkil Şirkette tüm vergi işlemlerinin yapılması, beyannamelerin düzenlenmesi, ticari defter ve belgelerin tutulması, kaydedilmesi, saklanması vb. muhasebesel tüm işlemlerin yapılması için Fatma Serap Şahin isimli dava dışı mali müşavir ile anlaşmaya varmış olup, Müvekkil Şirkete ilişkin tüm işlemler mali müşavir Fatma Serap Şahin tarafından gerçekleştirilmiştir.
  2. Dava konusu edilen 2011 yılı defter kayıt ve belgelerinin davalı kuruma ibraz edilmesi hususu da yine Fatma Serap Şahin isimli mali müşavire bildirilmiş, buna karşılık mali müşavirce de ibrazı istenen defterlerin derhal ilgili kuruma sunulacağı bilgisi verilmiştir. Bunun üzerine, karşılıklı güven ilişkisinin en yoğun, geçerli ve baskın olduğu ilişkiden/işlerden/durumlardan biri olan Şirket – Mali Müşavir ilişkisi İzmir Web Sitesi Tasarım kapsamında, Müvekkil Şirket, söz konusu ibrazı istenen belgelerin ve defterlerin mali müşavir Fatma Serap Şahin tarafından ilgili Kuruma sunulacağının güveni içinde ticari hayatına devam etmiştir.

Ancak, İzmir 41. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/383 E. sayılı dosyası üzerinden Müvekkil Şirketin yetkilisi olan Mustafa Turan hakkında “ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi” nedeniyle kamu davasının açılması üzerine, ibrazı istenen 2011 yılı ticari defter ve belgelerinin mali müşavir Fatma Serap Şahin tarafından sunulmadığı anlaşılmıştır. Ancak, bunun üzerine, Müvekkil Şirketin mali müşavir Fatma Serap Şahin  ile görüşme çabaları sonuçsuz kalmış olup, kendisi ile hiçbir şekilde irtibat kurulamamaktadır. Oysaki, Müvekkil Şirketin ticari defter ve belgeleri İzmir Web Sitesi Tasarım gizlemek/saklamak/ibraz etmemek gibi bir kastı katiyen bulunmayıp, aksine defterlerin ibraz edilmesi için mali müşavir Fatma Serap Şahin’e talimat verilmiştir.

3- Sayın Mahkeme karar gerekçesinde ‘’ Olayda, davacı şirketin muhafaza etme İzmir Web Sitesi Tasarımı ve muhafaza süresi içinde inceleme için istenildiğinde ibraz yükümlülüğü bulunan 2011 yılı tüm defter ve belgelerini herhangi bir mücbir sebep hali bulunmaksızın incelemeyi yapan vergi müfettişine ibraz etmediği sabit olduğundan,’’ diyerek mücbir sebep halinin olayda bulunmadığı yönünde karar vermiştir. Ancak  mücbir sebep halinde, kişi ile meydana gelen sonuç arasındaki nedensellik bağının kalktığından ve iradesi dışında meydana gelen sonuç sebebiyle kişiye yüklenebilecek hiçbir kusurun bulunmadığından söz edilir.