Mobil İnternet Sitesi çağımızın teknoloisine uygun hızlı açılır Google dostu websitesi tasarım hizmeti sunmaktayız.
Profesyonel Web Sitesi tecrübesi ile sizlerin beğenisini kazanarak her geçen gün web tasarım sektöründe beklentilerinizi karşılamaktadır.
Web Tasarımı İzmir web tasarım için beklentilerinizden sizlerin beğenisini kazanarak her geçen gün web tasarım sektöründe beklentilerinizi karşılamaktadır.
Domain Uzantıları ve Anlamları Nelerdir?
Domain (Alan adı), bir web sitesinin İnternet’teki adı ve adresidir. Bu adres olmadan bir İnternet kullanıcısı web sitesine sadece IP adresiyle ulaşabilir. Örneğin şu anda gezmekte olduğunuz sitenin alan adı isimtescil.net’dir. Alan adları IP adresi denilen, bilgisayarların (sunucuların/serverların) birbirini tanımasını sağlayan numara sisteminin daha basitleştirilmiş ve akılda kalması için kelimelerle ifade edilmiş halidir. Örneğin isimtescil.net alan adı tarayıcı adres barına yazıldığında tarayıcı bu alan adını önce IP adresine çevirir, daha sonra kullanıcıyı bu IP adresine sahip bilgisayara yönlendirir. Dolayısıyla web sitesinin ziyaret edilebilmesi için kullanıcıların IP adresini bilemeyecekleri göz önünde bulundurulmalı ve siteye daha kolay ve akılda kalıcı bir alan adı alınmalıdır.

Alan adları uzantıları global ve yerel olmak üzere iki farklı gruba ayrılıyor diyebiliriz. Bunlardan en sık duyduğunuz şüphesizi .com uzantısıdır.
.com = Ticari alan adı olarak üretilmiş olmasına rağmen günümüzde her tür site için kullanılmaya başlamıştır. İngilizce de ” commercial” anlamına gelmektedir.
.net = İngilizcede ağ uzantısı anlamına gelen “network” kelimesinden kısaltılmıştır.
.org = Organizasyonlar için kullanılır “organization” kelimesinin ilk üç harfi kullanılmıştır.
.biz = Bu uzantı iş, ticaret anlamına gelen “business” kelimesinden kısaltılmıştır.
.info = Uzantısı bilgi anlamına gelmektedir. İngilizcede “information” kelimesinin kısaltılmışıdır.
.pro = Profesyonel anlamına gelmektedir. İngilizcede professional” kelimesinin kısaltılmışıdır.
.name = Gerçek isimler için bu uzantı kullanılmaktadır. İngilizcede “nickler” kelimesinden üretilmiştir.
.edu = Eğitim kurumları için türetilmiş bir alan adı uzantısıdır. “education” kelimesinin kısaltılmışıdır.
.gov = Devlet kuruluşlarının alan adı uzantısıdır. “government” kelimesinin kısaltılmışıdır.
2014 yılı itibari ile domain uzantılarında alışılmış domain uzantıları dışında yeni GTLD isimlerde kabul edilmiştir. Yeni domain uzantılarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. http://goo.gl/uSXq0J
Bunların dışında ülke alan adlarının kısaltılmışlarını’da kullanılmaktadır.
.tr = Türkiye
.us = Amerika Birleşik Devletleri
.de = Almanya (Deutschland)
Com ile Com.tr Arasındaki Fark Nedir?
Com ile com.tr arasındaki fark nedir? Diye merak edenleriniz mutlaka olmuştur. Sizleri aydınlatmak adına öncelikle com.tr deki tr kısının Türkiye yi belirttiğini söylemek zorundayım. Daha sonra diğeri ise ilk gelen alır hesabı, istenilen yerlerden alınmaktadır. Com.tr uzantılı siteler ise ODTÜ üzerinden alınabilmektedir. Aynı zamanda sitelerin devri konusunda da eğer com.tr uzantılı site kullanıcısıysanız, sitenin devrini gene ODTÜ aracılığıyla yamanız gerekmektedir. Bu sayede sitenizi istediğiniz kişiye devredebilirsiniz. Sitenizin devri esnasında bir sorun yaşamanız durumunda devir işlemlerini iptal etmek suretiyle sitenizi kullanmaya devam edebilirsiniz. Kullanmış olduğunuz birçok sitenin uzantısı tr şeklindedir. Bunun sebebi ise o sitenin Türkiye menşeili olduğunu belirtmektir.

Bu şekilde ülkemizde kurulan siteler com.tr şeklinde hazırlanmaktadır. Com tr olan site ODTÜ’ye bağlıdır ve her işlemlerinde ODTÜ’den izin almak zorundadır. Ancak com uzantılı olan site ise serbesttir. Aynı zamanda diğer ülkelerin de ülke kodunun bulunduğu uzantılar bulunmaktadır. Almanya için de Türkiye için tr gibi Fas için mo vesaire. Bu şekilde her site hangi ülkede kurulmuş ise o ülkenin kodunu üzerinde barındırmaktadır. Sitenin işlevselliği açısından bu farkların pek bir önemi bulunmamaktadır. Ancak yurt dışı sayfalarında gezinme izni olmayan internet sağlayıcılarından bu sitelere girmek mümkün değildir. Bu sebeple sadece kendi ülkesi içinde bulunan sitelere girmeniz mümkündür.
Sitelerin uzantılarında bir takım farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Bu denli kalabalık olan internet ortamında bir takım özelliklere göre siteleri ayırt etmek gerekmektedir. Bu sebeple sitelerin ayrılması konusunda ülkeye görelik baz alınmış ve her ülkenin kodlarının bulunduğu site uzantıları oluşturulmuştur. Bu sayede tüm sitelerin bir ülkeye ait olması sağlanmıştır. Com ile com.tr arasındaki farkın çok da önemi yoktur. Sadece uygulama noktasında örneğin siteyi birine devretmek istediğinizde kafanıza göre değil, ODTÜ’ye yazılı olarak bilgi vermek suretiyle devir işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Bu işlemler sayesinde sitenizin devri gerçekleşmiş ve şimdiye kadar size ait olan sitenin başkasına devri gerçekleştirilmiş olur. Sitenizin tasarımıyla veya üst sıralarda çıkmasıyla pek bir alakası olmayan bu durum karşısında çok da kafa yormanıza gerek yoktur. Size ait olan sitenin özelliklerini kullanmak suretiyle ister com olsun ve isterseniz de com.tr olsun hiç fark etmeksizin işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Com.tr olması tabii ki de tercih edilebilir olmasının da bir sebebidir ancak bu özelliği gereksiz yere aramak da doğru değildir.
Com ile com.tr arasındaki farktan dolayı herhangi bir fiyatta da değişme olmamakta ve sitenizin devrini yaparken diyelim ki satmak amacıyla elinizde iki adet site var ve bu sitelerden bir tanesinde com usantısı var iken, diğerinde com.tr uzantısı olabilir. Bu durumu fazla ciddiye almamakla birlikte her iki siteyi de aynı miktarda paraya satabilirsiniz. Sitelerin değeri açısından uzantılarının pek bir önemi olmasa da tek etkisi o sitenin hangi ülke tarafından tescillendiği göstermektedir. Bu sayede o sitenin sahipleriyle ilgili bilgi sahibi olabilirsiniz. Her sitenin her ülkede şubeleri bulunmakta olup, siteler bu şubelere göre isim almaktadırlar. Örneğin Google.com.tr sitesinden, google ’nin Türkiye’deki versiyonuna ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda Google.com.ar uzantısından da googlenin Arabistan’daki uzantısına ulaşabilirsiniz. Bu sayede ona göre, o ülkenin kullanmış olduğu alfabede hizmet veren Google den yararlanabilirsiniz. Bunun haricinde bir faydası da olmayan uzantılar o sitenin hangi ülkeye ait olduğunu belirtir. Bununla birlikte o ülkenin özelliği hakkında sahip olduğunuz bilgileri güncelleyerek o ülkede sitede sunulan hizmetin verilme derecesine de sahip olabilirsiniz.
- Published in Genel
Domain Transfer Nedir?
Domain transfer; alan adını kayıtlı olduğu firmadan (Registrar) başka bir firmaya taşıma işlemidir.
Domain transferi; fiyat, güvenlik ve tek bir yerden yönetim kolaylığı gibi sebeplerle yapılabilir.
Bunların yanı sıra güvenlik, müşteri hizmetleri, kullanıcı deneyimi ve gizlilik gibi konularda daha iyi hizmet sunan bir firmanın bulunması, alan adının transfer edilmek istenmesine neden olabilir.
Ayrıca domaini başka birine satma ya da devretme durumlarında da domain transfer işlemi yapılır. Transfer işlem süresi, domain uzantısına göre değişiklik göstermekle birlikte 12 saat ile 3 hafta arasındaki bir süreci kapsar.

Domain Transfer Koşulları Nelerdir?
Domain tescil edildikten sonra en az iki ay yani 60 gün geçmiş olmalıdır. Aynı zamanda domain bitiş tarihine daha 20 gün olmalıdır. 20 gün zorunlu bir zaman değildir. Ancak sıkıntı yaşamamanız için bu şekilde tavsiye edilmektedir. Bu verilen zaman dilimleri sizin durumunuza uygunsa transfer işlemlerine başlayabilirsiniz.
- Alan adının şuan kayıtlı olduğu firmaya herhangi bir borcunuz olmamalıdır. Bu durumda transfer işlemi gerçekleştirilemeyecektir.
- Admin Contact yani yetkili mail hesabının aktif ve çalışır durumda olması gerekir. Bu gibi işlemlerde yetkili mail hesabı olarak kayıtlı mail hesabı dikkate alınır.
- Alan adı transferi talep eden kişi domainin asıl sahibi olmalıdır. Yani transferi bir tek domainin gerçek sahibi gerçekleştirebilir.
- Domain durumunun aktif olması gerekir. Beklemede ya da kilitli durumda olan domainlerin transferi gerçekleştirilemez.
- Domainin transfer için gerekli olan şifreye sahip olunması gerekir. Bunun için firmadan ya da herhangi bir yönetim paneliniz varsa oradan talep edebilir ve alabilirsiniz.
Domain Transferi Nasıl Yapılır?
Mevcut firmadan aldığınız domain transfer kodu (epp code), yeni domain firmasınına iletilmek üzere not edilmelidir.
Yeni domain firmasındaki hesabınıza giriş yapın ve domain transfer sayfasına gidin.
Transfer etmek istediğiniz alan adını domain sorgulama çubuğuna yazın ve sorgulatın.
Çıkan sonuçlarda domaininizin karşısında “transfer et” butonu çıkacaktır. (mevcut firmada domain transfer kilidi açık ise çıkar)
Eğer sizden Epp kodu, Transfer kodu isteniyorsa kodu girin, istenmiyorsa bu adımı daha sonra yapmanız gerekebilir, domain firmalarında bu adım değişebilmektedir.
Yeni firmadan transfer işlemini başlatıp ödemesini yaptıktan sonra domain iletişim bilgilerinde yer alan mail adresinize onay eposta gelecektir.
Gelen eposta türkçe yada ingilizce olabilir. E-posta onay işlemi mutlaka yapılmalıdır.
E-posta onay işleminden sonra domaininiz 12 Saat ile 3 Hafta içerisinde transfer edilecektir.
Com.tr Domain Nasıl Alınır?
İnternet üzerindeki web sitelerinin alan adları arasında en fazla bilinen uzantılar “.com ve .net” tir. Son zamanlarda “.tr” uzantılı alan adlarının ziyaretçiler tarafından benimsenmesi ve belli bir bilinirliğe ulaşması nedeniyle tercih edilir duruma gelmiştir. Bazı “.tr” uzantılı domainler herhangi bir belge istenmeksizin tescil edilebilmesine rağmen, “.com.tr” uzantılı bir domaini tescil ederken çeşitli belgeler hazırlamanız gerekmektedir. Bu yazımızda “.com.tr” uzantısının nasıl alındığına detaylı bir şekilde değineceğiz.
.jpg)
Com.tr uzantılı domainler(alan adları), Türkiye’de ODTÜ’ye bağlı bir kurum tarafından yönetilmektedir. Bu kurum üzerinden “.com.tr” alan adlarını şirket ismine veya kendi isminize tescil ettirebilirsiniz.
Adsoyad.com.tr şeklinde kendi adınızı taşıyan “.com.tr” uzantılı bir domani almak isterseniz, sadece nüfus cüzdanı suretini domaini alacağınız firmaya iletmeniz yeterlidir. Şirket için almak istediğiniz “.com.tr” uzantılı alan adları için ise
- Faaliyet Belgesi
- Ticari Sicil Belgesi
- Türkiye Ticari Sicil Gazetesi’nde yayınlanmış olan ticari ünvanın belgeleri
- Oda Sicil Kayıt Belgesi
- Marka Başvuru Belgesi
- Marka Tescil Belgesi
- Esnaf veya Sanatkarlar Odasından Sicil Tasdiknamesi
gibi bir takım belgeler ile başvuruda bulunmanız gerekmektedir.
Com.tr uzantısının avantajları var mıdır?
Com.tr uzantılı alan adları kurum tarafından onaylanarak alındığından dolayı, bu bir güven durumu ve prestij yaratmaktadır. “.com ve .net” gibi uzantıya sahip alan adları herkes tarafından kolay bir şekilde alınabilir, fakat az önce belirttiğimiz gibi “.com.tr” ye sahip olmak için birçok belge sunmalısınız. Ayrıca “com.tr” uzantısı google.com.tr arama motoru tarafından da sevilmektedir. Kurumsal bir şirkete sahipseniz “.com.tr” uzantılı domaine bir anca önce müracaat ederek almanızı öneririz, yoksa sizinle aynı adı taşıyan başka firma sizden önce alan adınızı tescil ettirebilir.
Com.tr ve diğer .TR uzantılı domainlere sahip olmak için isim tesc,l sorgulama kısmından alan adınızı yazıp başvurabilir ve işlemleri bir an önce başlatabilirsiniz.
Photoshop ile Fotoğraf Düzenlemek
Photoshop Pixel tabanlı resimli düzenleme programıdır. Photoshop sayesinde amatör veya profesyonel düzenliye bilirsiniz. Renk ayarlarını, görselde olmayan bir obje koyma , resim tüm doğasını olağanüstü bir şekilde değiştirebilirsiniz.
Photoshop Pixel Tabanlı bir Program
Photoshop pixel tabanlı olduğundan dolayı vektörel çizim yapmak mantıklı değildir. Bunun için vektörel tabanlı programlar vardır.
Photoshop bir resim düzenleme için kullanındığı kadar matbaa ve reklam ajanslarında Afiş, broşür, el ilanı, banner vs. tarzı görseller hazırlanmak için kullanır. Bugün baktığımızda bütün film afişlerinin tümü Photoshop programı ile tasarlanıyor. Bunun sebebi efekt vermek diğer vektörel tabanlı programlara göre daha kolay ve hızlıdır. Photoshop başlı başına bir efekt programıdır. Birçok kısayol ile kolay bir şekilde efektler yaparak görsellinizi kuvvetlendirebilirsiniz. Efektleri, arayüzü ve tool (araç) kullanmayı kolaylıkla öğrenebilirsiniz.
Photoshop Fotoğraf üzerinde Kolay düzenleme sağlıyor.
Bundan sonraki işlem işe sizin yaratıcılığınıza kalmaktadır. Bu sayede ister Fotografçılık alanında faaliyet gösterin isterseniz reklam ajansı birçok konuda görseller hazırlaya bileceksiniz. Photosop’un günümüz de 2 alanda yoğun bir şekilde kulanılmakta o makalemizde bahsettiğimiz gibi Fotografcılık ve reklam ajansları…
Photoshop’da yapabileceğiniz ancak tavsiye etmediğimiz ögeler var. Bunlar vektörel tabanlı bir diğer deyişle vektör olması gereken işler, photoshopta yapılmaması gerekiyor. Photosop hakkında verdiğimiz kısa ve açıklayıcı bilgilerden sonra şimdide photoshop bu blogdan öğrenmekten geçiyor.
- Published in Genel
Photoshop Nasıl Kullanılır?
Grafik düzenleme yazılımları yeni bir grafiksel veri veya fotoğrafı yeniden oluşturmak yerine daha çok, önceden meydana getirilmiş bir verinin üzerinde düzenleme yapmaya yardımcı olur. Bu işlem yapılırken daha çok kullandığımız ögeler kesme, kopyalama ve silmedir. Kullanım amacı ise birçok farklı alana katkı sağlayabilir. Yıpranmış, soluk görüntü kazanmış fotoğrafları yeniden düzenlemeye, var olan bir fotoğrafa istediğiniz rengi vermede ve çeşitli eğlence faktörü oluşturulabilecek durumlarda kullanılabilir.
AdobeSystems’in geliştirdiği pixel tabanlı grafik ve fotoğraf işleme yazılımıdır. AdobePhotoshop, vektörel grafiklerle de çalışabilme imkanı sunmasına rağmen asıl güçlü olduğu yönü piksel tabanlı imajlar üzerindeki başarısıdır.
Photoshop programını etkili kullanabilmek için programın neler yaptığını ve çalışma mantığını bilmek gerekir. Bunları bilirseniz hem öğrenme aşamasında kendinizi güdülemiş olur, hem de programın gerçek mantığını kavramış olursunuz.
Photoshopta;
•Renklerle ve Efektlerle çalışma
•Fotomontaj
•Onarma / yapılandırma
•Kolaj
•HDR ve Panoromik Resimler oluşturma ve benzeri işlemler yapılabilmektedir.
Bu programın yeteneklerinden sadece birkaçıdır. Bir Photoshop eklentisi olan Adobe Bridge programını kullanarak resim dosyalarınızın önizlemelerini görüntüleyebilir, isim ve konum düzenlemelerini hızlı bir şekilde yapabilirsiniz.
Son sürümlerde eklenenlerle birlikte Photoshop kullanarak etkili, görsel anlamda kaliteli Web Siteleri tasarlayabilir, 3D animasyonlar oluşturabilir, RAW (Resmin Digital Negatifi) formatlı resimleri photoshopta işleyerek kullanabilirsiniz.
Photoshop CS2 sürümünden itibaren, “Smart Object” yani Akıllı Nesne adında geliştirilmiş, vektörel verilerin kalitesi bozulmadan Photoshop ortamına aktarılmasını sağlayan bir sistem ile kullanıcılara büyük bir kolaylık sağlanmıştır.
AdobePhotoshop, fotoğrafçılar, reklam ajansları, web tasarım şirketleri ve film sektörleri gibi pek çok alanda mesleki amaçlarla kullanılmaktadır. Kısacası dijital dünyanın vazgeçilmezi olmayı başarmış ve o anlamda liderliğini sürdüren hatta her yeni sürümündeki yenilikleri sayesinde bu liderliğini daha da kanıtlayan yapısıyla kullanıcılarının gönlüne taht kurmuştur.
- Published in Genel
Photoshop Nedir?
Photoshop, Fotoğraf Düzenleme Yazılımı (Photo Editing Software) tanımını kapsayan geniş bir ifadedir. Photoshop ilk olarak 1987 yılında geliştirilmeye başlanmış, ardından Adobe tarafından yazılım lisansı alınarak ilk sürüm ortaya çıkarılmıştır. Günümüze kadar programın birçok versiyonu hizmete sunularak yenilikler eklenmeye ve geliştirilmeye devam edilmiştir. Adobe Photoshop’un dosya biçimi, PSD (Photoshop Document)’dir. Adobe Photoshop CC, dünyanın en gelişmiş grafik tasarım ve dijital görüntüleme yazılımıdır. Görsellerinizi, piksel tabanlı işlemenize olanak sağlar.
Günümüz teknolojisinde ilgi çekmek, sıra dışı tasarımlar yoluyla olmaktadır. Örneğin; film izleyeceğimiz zaman seçme aşamasında fragmanlar ve afişler ilk izlenimi oluşturmaktadır. Film, tiyatro gibi birçok etkinliğin poster tasarımları bu programla oluşturulmaktadır. Her türlü tasarlama ve düzenleme ihtiyacını karşıladığı için hitap ettiği kullanıcı kitlesi oldukça geniştir. Günlük fotoğraf düzenleme ihtiyacınızı kenara bırakırsak, iş hayatınızda farkınızı ortaya koyabileceğiniz bir platform ve biliyor olmanızın size katacağı değer büyük bir avantaj kazandırmaktadır.

Neler için kullanabiliriz?
Photoshop ile yapılabilecekler sınırsızdır. Fotoğraf düzenleme işlemi en temelidir. Hayal gücünüzle Photoshop CC’yi birleştirdiğinizde aklınızda ne varsa gerçeğe dönüştürüp profesyonel çalışmalar yapma imkanı elde edersiniz. Renkler ve efektlerle sıradan fotoğrafları, etkileyici bir hale dönüştürebilirsiniz. Fotoğraf düzenlemelerinin yanı sıra illüstrasyon, poster, afiş, özel çizimler, reklam hazırlama, logo ve web tasarımları yapabilirsiniz. Aynı zamanda 2B ve 3B görüntü değişikliği ve birleştirmesi, video düzenlemesi ve görüntü analizi için çeşitli araçlar sunmaktadır.
- Published in Genel
Verimlilik İçin Öneriler: Takım İçi İletişim
Güzel hikayeler bir hayal ve ilk adımla başlar. 2016 Eylül ayında kendi hikayemizi yazmaya başladığımızda henüz 26 yaşındaydım. Aynı hayali kurduğum 2 arkadaşımla birlikte girişimimizi kurduğumuzda birbirimizle sürekli konuştuğumuz hayallerimiz dışında elimizde pek de bir şey yoktu. Ortada çivi çakılmış en ufak bir işimiz olmamasına rağmen sürekli toplantılar yapıyor oluşumuz bizi aynı hedefe kilitlemişti. Hedefimiz ne çok zengin olmak, ne çok büyük işler yapmak ne de adımızdan çok fazla söz ettirmekti. Gayemiz tamamen farklı ve katma değeri yüksek işler yapmaktı.
Zaman zaman iş yoğunluğundan birbirimizle iletişimimiz kopardı. Herkes kendi departmanıyla ilgili kafayı kuma gömmüş vaziyette olurdu. Geriye dönüp baktığımda muhtelif zamanlarda en az 3–4 kere bu halde bulduk kendimizi. Apar topar yoğun bir iletişim döneminden sonra aynı hedef için tekrar toparlanırdık. Geriye dönüp baktığımda şunu çok rahat söyleyebilirim ki; en hızlı yol aldığımız dönemler en iyi takım olduğumuz ve iletişimimizin en kuvvetli olduğu zamanlardı.
Metafizik seviyesi oldukça yüksek bir konu “iletişim”. Bir formülü veya bir denklemi yok.
İletişim iletmek değildir. İşteş bir eylemdir. Karşılıklı yapılır. Talimat veya emir vermek bir iletişim şekli değildir. Veya bir rapor sunmak da iletişim değildir. Şirketinizde iletişim yönteminiz üstten alta emirler, alttan üste raporlar şeklindeyse bu yazıyı biraz daha dikkatli okumanızı tavsiye ederim. Geleceğin iş dünyasında böyle yapılara yer olmadığından eminim.
Şirket içi iletişim arttırma yöntemleri ve elde edilecek başarılı sonuçlar için şunları söyleyebilirim;
Personel Değil Takım Arkadaşı
Aynı geminin farklı görevlerinde yer alan birer tayfasıyız. Kaptan o geminin sahibi değil bir üyesidir. Aynı şekilde geminin temizliğinden sorumlu personel de. Bu zihniyete bürünmeden iletim sağlayabilirsiniz ama iletişimi asla sağlayamazsınız.
Yola Çıkmadan Önce
Takımın her ferdi geminin nereye gideceğini, nerede mola vereceğini, ne kadar yakıtları olduğunu, ne taşıdıklarını ve kime taşıdıklarını biliyor mu? Sorunun cevabı “Hayır” ise acilen geminin kaptanı takım arkadaşlarını toplayarak bu bilgileri onlarla paylaşmalı ve düzenli olarak bu bilgilendirmeleri tekrarlamalıdır. Bu sayede tüm üyeler en az geminin kaptanı kadar bu yolculuğu sahiplenecek ve görevlerini en doğru şekilde yapacaktır.
Hesap Sormayın Ama Hesap Verin
Herkes içgüdüsel olarak takım içinde kendisini ilgilendiren kısımlarla ilgili bilgi sahibi olmak ister. Bilgi muhatabı tarafından kendiliğinden verilmezse kişiler o bilgiyi almak için sormak durumunda kalır. Bu durum sürekli olarak yaşandığında ise bilgi vermeyen taraf kendisine hesap sorulduğu hissine kapılır ve kendisine bir duvar örer. Bu durum iletişim için yüksek tehlike sınıfındadır.
Herkes içinde bulunduğu organizasyona hesap verir durumda olmalıdır. Çünkü marifet iltifata tabidir. Ortaya çıkardığımız işten tatmin olduğumuzda onu duyurma içgüdüsüne zaten sahibiz. Çocukken yaptığınız berbat resimleri hatırlayın. Hiçbir çocuk yoktur ki yaptığı resmi kimseye göstermeden resim çantasına geri koysun. Yapılan tüm çalışmalar takım arkadaşlarının iltifatına sunulmalıdır. İletişimin başladığı nokta tam olarak burasıdır.
Beyin Fırtınası
Yolculuk fırtınalı olabilir, güzergah değişebilir veya gemide teknik bir aksaklık olabilir. Belki de bunların hiçbiri yaşanmaz ama yolculuğu daha keyifli hale getirmek için bir arayışa girmek de isteyebilirsiniz. İletişim kanalları açık olduğunda ortaya çıkacak fikirlerin kalitesi ve sayısı şaşırtıcı derecede yüksek olacaktır. Çünkü başlattığınız yolculukta görevli olan herkes mutlu, kendini değerli hissediyor ve en az kaptan kadar o yolculuğu sahipleniyor.
Kaptanlar Arası Uyum
Çoğunlukla uzun yolculuklara tek kaptanla çıkılmaz. Birden fazla kaptan, kaptan yardımcıları, teknik birim şefleri şeklinde bir organizasyon yapısı mevcuttur. Geminin kaderine en çok hükmedenler de bu kişilerdir. Yönetim kadrosu arasındaki iletişim çok daha kuvvetli olmalıdır. Kaptanlardan birinin kuzeye diğerinin güneye gitmeyi arzuladığını hayal edin. Kaptan yardımcılarının ise kaptan olma hayaliyle onlara kıskançlık beslediğini. Ortaya çıkabilecek kaosu ve başarısız bir yolculuk hikayesini tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Mükemmel bir uyum ve etkili bir iletişim olmazsa yukarıdaki senaryo çok da uzak değildir.
Geri Bildirim
Geri bildirim almak insan için bir ihtiyaçtır. Kurum iletişimi için en etkili yöntemlerden biridir aynı zamanda. Yapılan işin etkilerini, o işin başarılı mı yoksa başarısız mı olduğunu, karşı tarafın kendisi hakkında ne düşündüğünü merak eder insan. Takım arkadaşlarınıza geri bildirimler vermekten çekinmeyin.
Geri bildirim almak insanın kendisini daha iyi tanımasını sağlayacaktır. Dolayısıyla bu durum, iyi özelliklerini parlatması, kötü özelliklerinin ise farkına vararak onları düzeltmesi için eşsiz bir fırsattır.
Profesyonellik Sevgiye Mani Değil
Bu yazı kesinlikle “kanka modunda iş yapılmalıdır” düşüncesini savunmamaktadır. Gergin anlar, başarısızlıklar, aksamalar olduğunda S.O.S vermek gereklidir. Burada kilit nokta bana göre “Sevgidir”. Babanın çocuklarına zaman zaman sert uyarılar yapması onları sevmediği ve bir aile olmadıkları anlamına gelmez. Benzer bir durum olarak işler aksıyorsa, başarısızlık ihtimali oluşmuşsa, ailemizin “sevdiğimiz bir ferdi” istemeden yanlış işler yapıyorsa bazen sertleşmek gerekecektir. Aradaki sevgi ve bağın (iletişimin) kuvvetli oluşu bu problemin de krize dönmeden aşılmasını sağlayacaktır.
Takdir Edin, Başarıları Kutlayın
Başarıya giden yolda her şeyden önemlisi motivasyondur. Çok az kişi başarısızlıklarından motive olur. İnsanların büyük çoğunluğu başardıkça, başarısı takdir edildikçe motive olmaktadır. Takdir edilmeyen her başarı bir sonraki başarı ihtimalini yok etmekte, takdir edilen her başarı da bir sonraki adımda daha büyük başarıyı getirmektedir.
İletişim, etkileşim, kurum içi sinerji… Adına ne dersek diyelim bu kavramın temelinde birbirini doğru anlamak gerekliliği var, sevgi var, başarmak gayesi var. İletişim olduğunda başarı kesin gelir diyemeyiz ama iletişim olmadığında başarı kesinlikle gelmez diyebiliriz.
- Published in Genel
Yatırımcılar Hangi Metriklere Dikkat Ediyor?
Ülkemizde maalesef her işte olduğu gibi girişim ekosisteminin içinde de garip insanlar ve olayı ele alış biçimiyle garip yaklaşımlar mevcut.
Konvansiyonel ve sosyal medyada; şöyle para yaktım, böyle para yaktım, seni de yakarım, onu da yakarım, ‘ben var ya sırf geçen ay 4 milyon TL yaktım’ tarzı açıklamalar yapan arkadaşlar var.
Hâlbuki yüksek burn rate hepinizin tahmin edebileceği üzere yatırımcı nezdinde gururla gazetelere çıkıp şöyle yaktık böyle yaktık diye göğüsünü gere gere bahsedilecek bir konu değil. Elbette bir girişimin hedeflerine ulaşmak adına harcama yapması gerekli, bunu yapacak parayı bulmuş olması da büyük bir başarı ama bunu Jet Fadıl tarzı lanse etmek yanlış.
Girişimleri kan, ter ve gözyaşıyla kurulan yapılar değil de rahat rahat etrafa para saçılan yapılar olarak göstermek; dünyadaki emsalleriyle karşılaştırdığımız da gerçekten emekleme aşamasında olan Türkiye girişimcilik ekosistemine yapılacak en büyük kötülüklerden biri olur.
Çok çalışıp çok çabalayacağım, çok uykusuz gecelerim, çok sıkıntılarım olacak ama sonunda küçük bir ihtimal de olsa hem insanlara fayda sağlayan bir şey üreteceğim; hem ülkemin kalkınmasına destek olacağım, hem kendimi hem beni seven insanları bir nebze gururlandıracağım mantalitesiyle bu işlere kalkışmayan ilk darbede yıkılır.
Bizde bir girişim kurduk enayi yatırımcı arıyoruz family olur friends olur Angel olur VC olur artık ne kadar yakabilirsek kârdır gibi bu işe yaklaşılırsa üzücü sonuçlarla karşılaşırız.
Peki yatırımcıların karar verme aşamasında yüksek burn rate yerine gerçekten görmek isteyecekleri metrikler nedir? Hangi metrikleri onlara açık bir şekilde sunabilirsek girişimimizin fon bulması daha da kolaylaşır? Sınırlı bilgim dahilinde ve elimden geldiğince basit bir dille bunları açıklamaya çalışacağım.
Elbette her metrik; SaaS, eCommerce, Marketplace vb. farklı iş modellerine göre ne ifade ettiği bakımından ufak farklılıklar gösterebilir. Ama ben konunun çok fazla karışmaması adına bu metrikleri aşağıda tüm iş modellerini kapsayacak şekilde genel hatlarıyla ele alıp mümkün olduğu ölçüde örneklerle açıklamaya çalışacağım. Umarım ilgilenenlere bir nebze faydası olur.
1. MRR (Monthly Recurring Revenue)
MRR, girişimin aylık bazda tekrarlayan gelirlerini gösterir. Burada önemli nokta tek seferlik gelirleri bu hesaplamanın içine katmamak. Diyelim ki subscription-based bir iş modeliniz var ve müşterileriniz sağladığınız hizmeti kullanmak için her ay ödediklere ücretin dışında bir defaya mahsus bir kayıt olma ücreti de ödüyor. Bu ve benzeri bir defaya mahsus gelirleri mutlaka MRR hesaplamanızın dışında bırakmanız gerekiyor.
2. ARR (Annual Recurring Revenue)
Oldukça basit şekilde isminden de anlaşılacağı üzere ARR, MRR hesaplamasındaki bütün prensipler sabit kalmak şartıyla girişiminizin yıllık bazda elde ettiği tekrarlayan gelirleri göstermektedir.
3. Churn Rate
Bu metriği gelir, kullanıcı sayısı, aktif kullanıcı sayısı gibi farklı değişkenleri denklem içerisine katarak neye bakmak istiyorsak ona odaklı bir şekilde kullanabiliriz. Biz örnek olarak kullanıcı sayısını ele alalım. Buna göre churn rate formülümüz aşağıdaki gibi olacaktır.
churn rate = (Ocak ayı içerisinde üyeliğini iptal eden kullanıcı sayısı) / (Ocak başı itibariyle toplam kullanıcı sayısı)
Yani ocak ayına 1000 kullanıcı sayısıyla girdik ve Ocak ayı içinde 50 kullanıcımız üyeliğini iptal ettiyse bu ay özelinde churn oranımız %5 olarak gerçekleşmiştir.
4. CAC (Customer Acquisition Cost)
Bu metrik ilgili zaman aralığında bir müşteriyi elde etmek için yaptığınız tüm harcamaların miktarını gösterir. Bu harcamalara online reklam gideri de dahil edilmeli; yeni kullanıcılara ulaşmak için katıldığınız fuardaki standın ücreti de dahil edilmelidir. Diyelim ki “dating” üzerine bir girişiminiz var ve Şubat ayı içerisinde uygulamaya yeni kullanıcı kazandırmak adına Facebook ve Google Ads üzerinden toplam $1000 harcadınız. Bu reklam gideriniz sonucunda Şubat ayı içerisinde 100 yeni kullanıcı uygulamanızı indirip kullanmaya başladı. Şubat ayı özelinde girişiminiz için CAC değeri $10’dır.
5. Revenue
Aslında “gelir” adı altında çok basit bir metrik olarak görülse de dikkat etmemiz gereken önemli bir noktayı içinde barındırmaktadır. Örneklerle açıklarsak daha kolay anlaşılacağını düşünüyorum. Marketplace örneğini ele alalım. Diyelim ki StockX benzeri bulunması zor sneakers ayakkabıların alınıp satıldığı bir pazaryerimiz var. Yapılan her alım-satım işleminden kendimize %5 komisyon alıyoruz. 2020 yılı içerisinde sitemiz üzerinden yapılan toplam alım-satım işlem miktarı $20 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu miktarı kendi ürettiğimiz bir revenue olarak yatırımcılara belirtemeyiz. Çünkü bu işlemlerin tamamı finansal açıdan bizim şirketimiz üzerinden gerçekleşmiş olsa da buradaki asıl gelirimiz sadece %5’lik komisyon miktarına denk gelen $1 milyon dolardır.
6. Retention
Yatırımcılar açısından en önemli metriklerden biridir; çünkü product-market fit’e sahip olup olmadığınızı en açık şekilde gösteren orandır. Her yatırım turunda duyacağınız soru “Retention oranınız nedir?” olacak.
Retention rate, sunduğunuz hizmet ya da ürünü bir kere deneyimleyen kişinin ne sıklıkla aynı hizmeti/ürünü tekrar tekrar kullandığını ölçer. Örnekle açıklarsak; Getir ile ilk siparişini verenlerin sonrasında ne sıklıkla Getir uygulamasını kullanmaya devam ettiklerini bize veren orandır. Bu oran hemen hemen her örnekte düşüşe geçer. Ürününüzü deneyimleyen herkesin yaşam boyu kullanıcınız olmasını bekleyemezsiniz. Mutlaka sunduğunuz ürünü/hizmeti beğenmeyenler olacak. Burada önemli olan nokta bu oranı yatay bir düzlemde tutabilmektir.
Basit bir örnekle açıklarsak: haftalık bazda takip ettiğimiz retention oranımız %80’lerden başlayıp 52. haftanın sonunda %10’a kadar düşmüşse ürün-pazar uyumunu yakalayamadığımızı anlarız. Ama %80’lerden başlayıp diyelim ki 10. hafta itibariyle %60’lara kadar gerilemiş fakat bu haftadan itibaren 52. haftaya kadar %50-%60 arasında değişen yatay bir seyir izlediyse ürün kendisine pazarda bir yer edinmiş demektir. Bu da girişimin alacağı yeni yatırımlarla ürün ve hizmetlerini daha da geliştirebileceği, kullanıcılarına daha iyi deneyimler sunarak pazardaki yerini daha da güçlendirebileceğini gösterir.
Bu metriklerin dışında hem girişimcilerin kendi iş modellerine göre takip ettikleri hem de yatırımcıların görmek istedikleri daha birçok farklı metrik mevcut. Fakat yukarıda yer alanlar en çok dikkat edilenlerin başında gelmektedir.
MVP(Minimum Geçerli Ürün-Minimum Viable Product) Nedir?
Teknoloji ve internet tabanlı girişimlerde ve makaleler/yazılarda sıkça rastladığımız bir terim MVP. Dijital ve sektörel bilgim olmadığı zamanlar MVP benim için tek bir anlama geliyordu, Most Valuable Player(En Değerli Oyuncu.) Sonrasında hayatıma NBA dışında dijital ve teknolojik terimler girmeye başlayınca MVP = Dirk Nowitzki ( Her zaman sadık bir Dallas Mavericks fanatiğiyim ve öyle kalacağım) olmaktan çıkıp Minimum Viable Product(Minimum Geçerli Ürün) anlamına gelmeye başladı.
Girizgahdan sonra sıra MVP nedir sorusunun cevabını vermeye geldi. MVP konsepti Lean Startup (Yalın Girişim) anlayışıyla hayatımıza girmiş ve öğrenmenin etkisini vurgulayan, kullanıcılardan en hızlı şekilde geri-bildirim almaya odaklanan bir konsept. MVP konseptinin popülaritesinin artmasında büyük katkısı olan Eric Ries’in konsepti açıklaması şu şekilde;Yeni bir ürünün en az eforla,en fazla kullanıcı geri-bildirimi alınmasına olanak sağlayan bir sürümü.
MVP konsepti özellikle yeni ürün geliştirme sürecinde ekiplere çok büyük faydalar sağlamaktadır.
1-Karar verme süreçlerinde destekleyici ve kolaylaştırıcı etkisi bulunmaktadır.
Özellikle kullanıcılardan alınan geri-bildirim ürün geliştirme aşamasında işe yarar verilerin karar mekanizmasında kullanılmasında yarar sağlayacaktır.
2- Hipotez ve A/B test süreçlerine katkı sağlar.
Bu aşamada yapılacak testler ürün geliştirme süreci için çok büyük bir önem arz etmektedir. Hipotezleri test etmek sürecin doğru işlemesi için atlanılmaması gereken bir nokta.
3- Geri-bildirimler doğrultusunda alınan kararlar ile ürün geliştirme sürecindeki maliyetin minimize edilmesine katkı sağlar.
Yanlış noktalara odaklanıp, eldeki parayı yanlış yönetmek kesinlikle hiçbir şirketin ve girişimcilerin istemeyeceği bir durumdur.
Yalın girişim(Lean Startup) metodolojisi/konseptinin kurucusu olan ve girişim dünyasında önemli bir isim olan Steve Blank, MVP’yi aşağıdaki cümlelerle açıklamakta;
MVP’yi kısaca özetledik, peki gerçek hayattaki MVP örnekleri neler? Hangi girişimler/şirketler var?
AirBNB
MVP tabiiki de bu kadar kısa açıklanabilecek bir konsept değil. Sizleri sıkmadan, anahtar noktaları aktarmaya çalıştım.
- Published in Genel