İzmir Web Tasarım

  • Ana Sayfa
  • Biz Kimiz ?
  • Neler Yapıyoruz ?
  • Neler Yaptık ?
  • İletişim
  • Home
  • 2020
  • Ağustos
  • Page 2
2 Temmuz 2022

Month: Ağustos 2020

Dijital Gelecek

Çarşamba, 12 Ağustos 2020 by izmirweb
Image for post

Dijital bir geleceğe doğru gidiyoruz. İnsanlık olarak büyük bir geçiş dönemine adım atacağız. Teknoloji ilerliyor, dünya değişiyor, zaman bizi farklı bir yöne doğru itiyor. Herkes bu dijital gelecekten bahsediyor ve her yerde konuşuluyor. Yeni kavramlar üretiliyor. Endüstri 4.0, Toplum 5.0 ve bambaşka tanımlar ortaya çıkıyor. Biz de dijital geleceğin, dijital ve teknoloji yönünü biraz konuşalım. Yapay Zeka, Büyük veri, Robotlar, Nesnelerin interneti, 3D yazıcılar, Sanal dünya, Arttırılmış gerçeklik ve en önemlisi de merkeziyetsiz olan Blokzincir ve dağıtık veritabanı teknolojileri, geleceğin en önemli teknolojileri arasında yer alarak, toplumları kökünden değiştirecek. Toplumlar bu teknoloji sayesinde kendi yeteneklerini ve özgürlüklerini kazana bilecekler. Bu teknoloji üzerinde farklı-farklı kripto paralar ile üretimin tabana yayılması ve insanların girişimcilik ekosistemine dahil olması ile çok geniş fırsatlar ortaya çıkıyor. Bu fırsatları değerlendiren insanlar, şimdiden dijital geleceyin temellerini atıyorlar. Futuristik kitaplar yazan, günümüz dünyasını ve geleceyin dünyasını öngören Alvin Toffler, gelecek dünyada insanın değerini öne çıkarmış bir yazardır. Özellikle de bir kitabında, yeni gelen döneme 3. dalga uygarlığı ismi vermiştir. Geleceyin nasıl olacağını merak edenler, Alvin Tofflerin kitaplarını mutlaka okumaları gerekiyor.

Image for post

İnsanlar kendi dünyalarını bambaşka bir seviyeye taşıyacaklar. Dijital geleceğin adil ve paylaşımlı olması için bu teknolojileri çok iyi kullanmak ve insanların faydasına olmasını sağlamaktır. Burada esas görev gençlere ve yeni Z kuşağına düşüyor. Gençler bu alana yönelmeli ve yepyeni bir dünyaya adım atmak için Multidisipliner olmalılar. Önlerinde büyük bir fırsat var. Dünya değişiyor ve yeni bir çağ başlıyor.

Bu yeni dönem bize doğayı yok etmeden, nasıl kendi yaşamımıza uygun hale getireceğimizi öğretecek. Yeni teknolojileri doğaya uyumlu nasıl kullanabiliriz, artık öğrenme vakti geldi. Aslında tarihimizde adil ve doğayı koruyan bir sistemimiz var idi. Bu sistem Ahilik sistemi olmuş ve bize çok faydası dokunmuştur. Ahilik sistemi paylaşım ekonomisini insanlar arasında uygulayarak, dağıtık bir dünyayı inşa etmiştir. Bu sistemi günümüzün yeni teknolojileri ile, esasende merkeziyetsiz Blokzincir teknolojisi ile birleştire bilirsek, o zaman daha adil ve doğaya saygılı bir dünya yaratabiliriz. Ekolojik evler ve tarımın teknoloji ile daha da verimli hale gelmesi ile yeni dağıtık bir sistemi olan ekolojik köylerden oluşan bir dünya yaratabiliriz. Geleceyin sanatı doğadan çıkacak. Kendi-kendine yeten toplumlar, dijital geleceyin liderleri olacaklar. Böyle bir dünyada hiçbir şekilde adaletsizlik ortaya çıkmayacaktır. Bu yeni dönem insana değerini hissettirecektir…

Read more
  • Published in Genel
No Comments

Ultra Öğrenme Sürecinin 8 Prensibi

Salı, 11 Ağustos 2020 by izmirweb
Image for post

1. İlke: Meta öğrenme

Makine öğrenimi kavramında da bahsi geçen meta kelimesi, etimolojik olarak Yunanca “ötesi” anlamına geliyor.

Meta, herhangi bir kelimenin başına geldiğinde direkt olarak önündeki kelimeyi refere eder. Yani meta öğrenme kelimesi, öğrenmeyi öğrenmektir.

Yeni bir dil öğrenme konusundan örnek verebiliriz: Bir dili öğrenmenin sayısız yolu vardır. Ancak bunların hangisi sizin için en doğrusu olduğunu tespit etmek ya da dil hakkında genel bilgilerle bir çerçeve oluşturmak meta öğrenme sürecidir.


2. İlke: Odak

Odaklanma becerisi, öğrenme sürecindeki önem anlamında tartışmaya kapalı bir konumda bulunuyor.

Öyle ki günümüzde ‘dikkat dağıtıcı gürültüler’ arasından doğru sesi duymak insanüstü bir yetenek gibi algılanmaya başladı.

Odağını hangi doğrultuda sabitleyeceğini kontrol edememek, sürekli olarak ertelemek ve odak süresinin kısalığı bugünün yaygın verimlilik problemlerinden biri. Ancak çözülebilir.

Kitapta odak konusunda iki aşamalı bir başlangıç sunuluyor: Hangi aşamada olduğunu bil ve küçük adımlarla başla.

İlk olarak çalışma masanızdaki işe oturup dikkatinizin ne zaman dağıldığını saptayarak başlayabilirsiniz. Ardından bu süreci 5’er dakika bile olsa artırmak, kademeli olarak gelişimi sağlar. Böylelikle bir oturuşta öğrenmeye ayırabileceğiniz potansiyel süre artar.


3. İlke: Kaynağa gidiş

Genellikle kendimizi bilgiye daldırmak yerine, beceriyi elde etmeyi kolaylaştıracak kısayollar bulmaya çalışıyoruz. Bu yalnızca kısa vadede öğrenim ve yeni ilgi alanlarını keşfetmek için mantıklı bir hamledir.

Kitapta eğer iyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız, “Nasıl iyi konuşma yapılır?” tarzında bir kitabın tek başına yeterli olmayacağı söyleniyor. İyi bir konuşmacı olmak istiyorsanız, sürecin kaynağı olan “konuşma” eylemine odaklanmanız gerekir.

Yeni bir dili deneyimleri katarak öğrenmek için, izolasyonu yüksek mobil uygulamalarda test çözmek yerine; insanlarla doğrudan iletişim halinde olabilirsiniz.

“Çeşmeye erişebilen kişi, su kabına gitmez.” — Leonardo Da Vinci


4. İlke: Talim

Tarihe adını yazdırmış başarılı ‘polimat’lardan olan Benjamin Franklin, birçok alanda derinlemesine bilgi sahibiydi.

Franklin’in öğrenme sürecinde kullandığı bir yöntem vardı.

Örneğin, Richard Steele tarafından kaleme alınmış “The Spectator” isimli kitaptan notlar çıkarıp, günler sonra bu kitaptaki düşüncelere istinaden orijinal metni karşılayacak yeni yazılar yazardı.

Böylelikle metnin içindeki kavramları otomatik olarak içselleştirir, aynı zamanda kalemini güçlendirirdi.

Pratik yapmak her ne kadar en ağır ve tatsız iş olsa da, bilgiyi içselleştirme sürecinin olmazsa olmazlarındandır.

Profesyonel sporcularda bulunan “kas hafızası” aslında yapılan her işte gelişen mekanik bir süreçtir.


5. İlke: Çağrışımlar

Sınavlarınıza çalışma prensiplerinizi hatırlayın. Çalışma süresince en sık kullanılan yöntem pasif inceleme yöntemidir. Yani notlarınızı okur ve konunun üstünden geçersiniz. Yeteri kadar tekrar yardımcı olsa da, daha derinlikli bir yöntem deneyebilirsiniz.

Bir bilgiyi uzun süreli hafızanızdan bilinçli farkındalığınıza getirdiğinizde geri alım yapmış olursunuz.

Eğer uzun süreli hafızanızda bulunan bir bilgiyi bilinçli farkındalığınıza getirmek istiyorsanız, hatırlatıcı çağrışımları kullanabilirsiniz.

Yani bilgiyi bağlantı kurarak, zaten bildiğiniz ve kolayca hatırladığınız bilgilerle eşleştirerek süreci daha pürüzsüz bir hale getirebilirsiniz.


6. İlke: Geri Bildirim

Çoğu geri bildirim sanıldığı kadar faydalı değildir. Özellikle “Bu işi kusursuz yapıyorsun” tarzındaki dayanaksız bir geri bildirim, yıkıcı bir geri bildirimden daha tehlikelidir.

Geri bildirim alabileceğiniz tek kaynak insanlar değildir. Eğer çevrenizde objektif geri bildirim veren kişiler yoksa, gelişimi yansıtabilecek göstergeler bulmanız gerekir.

Odak başlığında, odak süresini ölçerek takip etmek bunlardan biridir. Ya da düzenli olarak egzersiz yaptığınızda vücudunuzda gördüğünüz değişimler de geri bildirimdir.


7. İlke: Derinleşme

Konunun derinine inildiğinde her şey ilginçleşir. Aynı zamanda öğrenmeye sezgisel bir sürecin de katılmasını sağlar.

Sezgisel derinleşme konusunda Feynman harika bir örnektir. Kendisi bilgi arayışı konusunda eşsiz bir derinleşme sezgisine sahiptir.

Her ne kadar kendi yöntemi konuyu basitlikle anlatmak üzerine kurulu olsa da, konuyu sade bir şekilde anlatabilmek için konuda derinleşmek gerekir.

Derine inmeden, yeni bir şeyi inşa etmeniz mümkün değildir.

Dolayısıyla konuyla geçireceğiniz vakti artırmak, üzerine espriler yapabilecek kadar kavramaya çalışmak ya da tarihini okumak, derinleşmek için önemli adımlardır.


8. İlke: Özgün öğrenme sürecine giriş

Kendi zamanının ötesinde bir dahi olan Van Gogh 26 yaşında resme başlayıp, on yıl içinde inanılmaz tablolar ortaya çıkardı.

Sosyal çevre tarafından dışlanan ve cesareti kırılan bir kişi olsa da resme yönelik takıntılı tutumu sayesinde, tekniğini geliştirebilecek sürdürülebilir yöntemi bulmuştu.

Bu sayede özgün öğrenme sürecine giriş yapmış oldu.

Kitapta özgün öğrenme, kişinin yalnızca kendi yaptıkları doğrultusunda bilgileri keşfedişi anlamına geliyor.

Bir şeye gerçekten hakim olmak, bir öğrenme hedefinin son ürünleriyle ilişkilendirdiğimiz yaratıcılık ve deha seviyelerine ulaşmak için konuyla bütünleşmemiz gerekir. Gelişimin doğrultusunda daha önce hiç kimsenin geçmediği bir yola girilir.

Read more
  • Published in Genel
No Comments

Güçlü Bir Kariyer Başlangıcı

Salı, 11 Ağustos 2020 by izmirweb

 

Image for post

1) Sunum Hazırlama Becerisi

Sunumlaştırma denince aklınıza sadece slaytlar üzerinden anlatım yapmak gelmesin. Yeni bir fikri anlatırken ya da bir veriyi görselleştirirken bilgilerin doğru sıralanması ve seçilmesi oldukça önemlidir.

Sunumlaştırma konusunda ne kadar ilerlerseniz, aslında zihninizdeki fikirleri ve dikkat ettiğiniz noktaları da o kadar anlaşılır ifade etmeye başlarsınız.

Nasıl geliştirilebilir? Temelde sunum hazırlamak, önemli bilgileri dikkat çekici bir şekilde öne çıkarmaya dayanır. Yani okuduğunuz bir kitabın özetini sunum halinde çıkarmak geniş bilgileri filtreleme alışkanlığı için oldukça faydalıdır. İnternette bulunan birçok kitaba dair video özetlerde bu sunumlaştırma ve şablon olarak düşünme tekniklerinden ilham alıp, kendi özetlerinizi hazırlayabilirsiniz.

Eğer kitaplarla arası olan biri değilseniz ya da kitapları sunumlaştırmak pek çekici gelmediyse, izlediğiniz bir konuşmanın ya da dinlediğiniz bir podcast’in sunumunu hazırlayabilirsiniz. Özellikle podcast için yeterli görsel materyal olmaması, baştan sona görselleştirme konusunu tamamen size bırakır.

2) Gözlem Odaklı Öğrenme

Birçok kişi, iş hayatına başladığı ilk andan itibaren bilgilerin kendisine altın tepside sunulacağına dair bir inanca sahip olur.

Elbette üstleriniz oldukça yardımsever ve öğretici olabilir, ancak sırtınızı tamamen üstlerinize yaslamak potansiyel öğrenim eşiğinizi indirebilir.

Aynı zamanda insanlardan öğrendikleriniz sadece onların size bilgi vermesiyle alakalı değildir. Bazen onlar size bir şey anlatmasa da çok değerli şeyler öğrenebilirsiniz.

Nasıl geliştirilebilir? Gözlem yapma sürecini incelediğimizde iki önemli unsur olduğunu görürüz: Birincisi konuyu bilmek, ikincisi “neden?” sorusunu irdelemek. Yani sağlıklı bir gözlem yapmak için içinde bulunduğunuz kurumun temel dinamiklerini (kurum kültürü, çalışanlar arası ilişki, çalışanların iş yapma biçimleri) inceledikten sonra, insanların davranışlarının ardındaki nedeni bulmaya odaklanabilirsiniz.

Böylelikle hangi alışkanlıkların kişiyi yükselttiğini ya da düşürdüğünü görerek ya da içinde bulunduğunuz çevreyi sağlıklı bir şekilde inceleyerek dersler alabilirsiniz.


3) Yazılı İletişim

Herkes bir şekilde zihnindekileri metin haline getirerek iletişim kurabiliyor. Ancak günümüzdeki e-posta sıklığını göz önünde bulundurduğumuzda bundan daha fazlasının gerekli olduğunu görebiliyoruz.

Aynı sunum hazırlamak gibi yazdığınız e-postalarda da kendinizi doğru bir şekilde anlatmanız gerekiyor. Yaşanan bir iletişim kopukluğu ve anlaşılmama durumu süreci yavaşlatmakla beraber, durumun olumsuz etkisi muhtemelen diğer işlerinize de yansıyacaktır.

“Yok artık yazdığım şeyin de anlaşılmama imkanı yoktur herhalde” diyor olabilirsiniz, ancak emin olun tamamen yazılı bir dille mutabık olmak günümüzde sanıldığı kadar kolay değil.

Nasıl geliştirilebilir? Geliştirmesi en basit ama en çok göz ardı edilen yetkinliklerden biri de dile hakimiyettir. Tıpkı ayna nöron mantığı gibi ne kadar kaliteli yazılı materyal tüketirseniz yazdıklarınız da buna paralel olarak ilerler. En önemli nokta ise sade, anlaşılır ve öze sadık kalarak yazabilmektir. Bu bağlamda gündelik yazılı konuşmalarınızı okuyup “Bunu daha sade ve daha anlaşılır nasıl yazabilirim?” sorusundan yola çıkarak tekrar yazabilirsiniz.


4) Aktif Dinleme ve Doğru Soruları Sormak

Ufak farklılıklar olsa da eğitim süreçlerinin nasıl ilerlediğini hepimiz biliyoruz. Öğretmen anlatır, öğrenci dinler; öğretmen soru sorar, öğrenci cevaplar.

Öğrenciler aktif dinleme alışkanlığı konusunda yeteri kadar teşvik edilmiyor, dolayısıyla üstteki alışkanlık çoğu zaman iş hayatında da devam edebiliyor.

Ancak doğru sorular sorabilmek ve bu konuda talepkar olmak öğrenme potansiyelinizi katlama özelliğine sahiptir. Bir iletişimin gidişatını aynı zamanda sorularınıza cevap olabilecek ve daha yararlı hale getirebilmek -en azından bunu denemek- tamamen sizin elinizdedir.

Aktif dinleme ve doğru soruları sorma alışkanlığıyla iletişim yönünü daha yapıcı bir yöne çevirebilirsiniz.

Gördüğünüzde “Ne kadar aksi duruyor” diyerek iletişim kurmaktan çekindiğiniz yöneticiler ve üstleriniz paylaştığı tecrübelerle hayatınızı değiştirebilir.

Yeter ki bu konuda insanları gerçekten dinlediğinizi onlara hissettirin ve doğru soruları sorun.

Nasıl geliştirilebilir? Bu konudaki gelişim oranının çift taraflı bir süreç olduğunu hatırlatarak diğerleri kadar yüksek olmadığını belirtmek istiyorum. Siz ne kadar doğru soruları sorma ve aktif olarak dinleme alışkanlığı edinseniz de, iletişimin çift yönlü oluşu, samimiyet faktörü ve karşınızdaki insanın tutumu oldukça belirleyicidir.

Ancak aktif dinleme ve doğru soruların iletişime etkisini röportajlarda görebilirsiniz. Genellikle moderasyon çerçevesinde gelişen sohbetlerde akış pek doğal olmasa da bu noktada temel adımları öğrenmek için verimli kaynaklardır. Doğru soruları nasıl sorulur? Alınan cevabı kendi cümlenizle tekrar etmenin (paraphrase) akışa ne gibi etkileri var? gibi soruların cevapları buradadır.


5) Topluluk Önünde Konuşma

Kendinizi binlerce kişinin önünde hayal etmeden önce topluluk önünde konuşmanın özüne inelim.

Topluluk önünde konuşma koçu Olivia Schofield, bir konuşmacıyı şu cümlelerle özetliyor:

“Bir aktör başkası olma konusunda uzmandır. Bir konuşmacı ise kendi olma konusunda uzmandır.”

Aslında işin özü, insanların önünde takılmadan bir şeyler söylemek değil; anlattığınız şeylere karakterinizi katarak anlatmaktır. Bu durum ister 5 kişi, ister 500 kişi önünde olun değişmemelidir.

Nasıl geliştirilebilir? İletişim danışmanı Michael Thompson, kendi sesinizi bulmadan önce dikkat edebileceğiniz noktaları şu şekilde açıklıyor:

1) Karakterinize uyan sevdiğiniz konuşmaları tekrar izleyin, ancak bu sefer yalnızca konuşmacının söylediklerine odaklanmak yerine, nasıl söylediğine de dikkat edin. Konuşmayı giriş, gövde, sonuç ve sözsüz iletişim olarak analiz edebilirsiniz.

2) İlgi çekici bir hikayeyi nasıl anlatacağınız hakkında her şeyi inceleyin.

3) En sevdiğiniz hikayeleri kafanızdan tekrar yazmaya çalışın.

4) Yazdığınız hikayeyi anlatın ve bu sırada kendinizi kaydedin.


Read more
  • Published in Genel, İzmir Eticaret Web Tasarım
No Comments

İyi İş Fikirleri Nasıl Anlaşılır?

Salı, 11 Ağustos 2020 by izmirweb
Image for post

1. Yeni bir problem çözüyor muyum?

Pazar dinamikleri değiştikçe, tüketici ihtiyaçlarının nereye gittiğine odaklanmak istersiniz. Temel olarak, bir bilardo metaforu kullanmak için, bilardo topunun nereye gidebileceğine karşı her zaman doğru hamle yapmak istersiniz. Bir girişim olmanın avantajlarından biri, büyüklere göre daha çevik olmanızdır. Büyük şirketlerden daha hızlı dönebilir ve topun hareketlerini daha kolay gölgeleyebilirsiniz.

Şu anda ortaya çıkan tüketici, daha bilinçli alışveriş yapan, yerel perakendecilere ilgi gösteren ve birbirleriyle bağlantı kurmak için dijital araçları kullanan insanları içeriyor. Bunları göz önünde bulundurarak, müşterilerin ne gibi zorluklarla karşılaşabileceğini düşünün. Belki de sürdürülebilir malların maliyeti çok yüksektir, belki yerel perakendeciler ev teslimatları sunmazlar veya insanların çevrimiçi gizlilik konusunda yeni şüpheleri vardır.

Ürününüzün bu yeni sorunlardan birine çözüm sunup sunamayacağını belirlemek için kendinizi test edin. İş fikrinizi ve bugünün pazarında neden değerli olduğunu açıkça anlatabilir misiniz? Ürününüzün değerini ifade etmek için uğraşıyorsanız, bunun nedeni henüz tanımlanmış bir nişe tam olarak oturmasını sağlamamış olmanız olabilir.

Kendinizi hedef pazarınızın yerine koyarak iş teklifinizi hassaslaştırabilirsiniz. Potansiyel müşterilerinizle empati kurun, fikrinizin hayatlarını nasıl iyileştireceğini ve mevcut durumda insanların onu özleyip özmeyeceğini düşünün. İşletmenizin değerini başkalarına ifade etmek söz konusu olduğunda, kişisel deneyiminizden çekilmekten korkmayın. Kendi yolculuğunuzu ve ürünün belirli senaryolarda size nasıl yardımcı olduğunu açıklamak isteyebilirsiniz.

2. Mevcut bir sorunu yeni bir şekilde çözüyor muyum?

Bazı şirketler, mevcut bir sorunu yeni bir yaklaşımla ele alarak rekabet avantajı elde edecektir. Karantina öncesi ile ilgili birçok tüketici sorununun hala ele alınması gerekiyor, ancak işletmelerin bunu yapmasını bekledikleri yol değişmiş olabilir.

Örneğin, çoğu tüketici artık çoğu mal için harcamalarını azaltmak zorunda kalacaklarına inanıyor. Fiyatlandırma, çok eski bir acı noktasıdır. Ürün kalitesinden ödün vermeden, piyasaya daha düşük veya daha esnek fiyat getirerek bu sorunu yeni bir şekilde çözebilirsiniz. Zaten salgın sırasında, fiyatlandırma birden fazla endüstride avantaj sağlamak için kullanılmıştır. Microsoft Office 365 altı ay boyunca ücretsiz, CTO Academy yıllık aboneliğini yüzde 80’in üzerinde ve bir çok farkı girişim paket fiyatlarını yüzde 50’ye kadar düşürdü.

Bu indirimler şirketlerin abonelerini ve olumlu riskleri artırıyor. Bu kadar erken bir zamanda rakiplerinizden daha ucuz fiyatlar sunabilecek bir konumda olmasanız da, fiyatları sıralayarak veya tüketicilerin ürününüzü belirli bir miktarda sınırsız olarak kullandığı “büfe” seçeneklerine sahip olarak kendinizi rakiplerinizden farklı bir konuma getirebilirsiniz.

Alternatif olarak, müşterilerinize katma değer sunmak için iş teklifinizi ve stratejinizi değiştirebilirsiniz. Geleneksel olarak çevrimdışı bir ürünü çevrimiçi olarak taşıyabilir, üretim ve teslimat süreçlerinizi daha hijyenik hale getirebilirsiniz. Etik bir yaklaşım da etkilidir. Yenilenebilir malzemelere veya yerel KOBİ’lerin yanma tehlikesi içinde desteklenmesine odaklanabilirsiniz.

3. Bir başlangıç yapabilir miyim?

Bir çözümünüzün olması, rakiplerinize karşı bir başlangıç yaptığınız anlamına gelmez. Fikrinize öncülük edebilmeniz ve daha da önemlisi, başkalarının modelinizi kopyalamasından kaçınmanız gerekir. Herkes hala bir strateji tasarlarken, bu pazar lideri olmak anlamına gelebilir.

Rakipleriniz ürününüzü kolayca yakalayabilir mi, yoksa birkaç ay boyunca çalışan bir modeli olan tek kişi siz misiniz? Çekirdek rakipleriniz büyük, iyi finanse edilen işletmelerinse, geliştirme süresi çok daha kısa olacaktır. Bu nedenle kaynaklarınızı geliştirme ve üretimi iyileştirmeye odaklamalısınız. Oyun alanı neye benziyorsa, fikrinizi bir IP veya ticari marka ile yasal olarak korumak istersiniz.

Fikrinizi ne kadar uzun süre geliştiriyorsanız, özellikle yeni normalde, konuyla ilgili olacak şekilde o kadar iyi uyarlayabilirsiniz. Ben de, adaptasyonun en erken zamanda uygulandığına inananlardanım. Ürününüzü geliştirirken dünyanın başka bir X’e ihtiyacı olmadığını anlayabilirsiniz. Bu yanlışı ne kadar çabuk fark ederseniz, size daha fazla dönüş yapılmasını sağlarsınız.

4. Masaya yeni bir şey getiriyor muyum?

Sosyal medya pazarlamasının öldüğünü söyleyen raporlara inanmayın ...

Siz, ağınız, kişisel yolculuğunuz ve geçmişiniz diğer rakiplerinizin sahip olmadığı eşsiz bir değere sahipsiniz. Size bir avantaj sağlayan şeyi çizmeniz gerekiyorsa, önce kendinize şu soruyu sorun; Neden bu fikri hayata geçiren en iyi kişi benim? Beni bu an için ne hazırladı?

Yıllar boyunca oluşturduğunuz deneyim, bağlantılar ve kaynaklara bakın. Rakiplerinizin kullanmadığı insanların ve araçların bir listesini yapın. Onlarla bir konuşma başlatın, ürününüz hakkında bu konuşmayı güncelleyin. Kalıbı kırmanın ve endüstride gerçekten yenilik yapmanın en iyi yolunu bulmak için uzmanlıklarından yararlanın.

Rekabet avantajlarını tam olarak tanımadan önce faaliyete geçen girişimciler gerçek bir ivme kazanmaya çalışacaktır. Sadece tüketicilere getirebileceğiniz benzersiz değeri belirleyerek yolculuğunuza başlayın. Ve bu yolculuğun uzun, yorucu ve yıpratıcı olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

Read more
  • Published in Genel
No Comments

Şirketinizin Geleceği, Sosyal Medyayı Nasıl Kullandığınıza Bağlı

Salı, 11 Ağustos 2020 by izmirweb
Image for post

İşletmenizi büyütmek ve potansiyel müşterilere dönüşen daha fazla kitleye ulaşmak ister misiniz? Günümüzde, işinizi genişletmenize yardımcı olabilecek en önemli taktik ücretli medyadır. Hedef kitlelere ulaşmak için sosyal medya yayınları, video reklamlar, pop-up’lar vb. gibi tanıtılan (ücretli) içerik kullanma yöntemidir. Aslında, ücretli medya işletmelerin daha fazla insana ulaşmak için ödediği içeriktir.

Bazıları için, el parmaklarını ücretli sosyal medyaya batırmak korkutucu olsa da, en iyi uygulamaları anlayarak, deneyiminiz çok daha keyifli olacaktır. Ücretli medyada daha rahat olmanız için neler yapmamız gerektiği hakkında biraz konuşalım;

Hedefler belirleyin.

Mükemmel bir ücretli medya stratejisi, hedeflerin belirlenmesi ile başlar. Nereye gittiğini bilmiyorsan, nereye varacağını nereden biliyorsun? Ücretli bir medya stratejisi oluşturmaya başlamak için temel performans göstergelerini anlamanız gerekir. Bunlar, genel hedefe ulaşmada kaydedilen ilerlemeyi gösteren ölçülebilir bir değerdir. Temel performans göstergelerine bazı örnekler, gösterimler, dönüşümler ve web sitesi trafiğidir. Bu metrikler, içeriğinizin ne kadar iyi performans gösterdiğini belirlemenize yardımcı olacak bilgiler verebilir.

Ücretli medya kampanyanız için hedeflerin nasıl bir listesini geliştireceğinizden hala emin değilseniz, sonuç olarak bu içerikle ulaşmak istediğiniz genel hedefin ne olduğunu düşünün. Ne için reklam veriyorsunuz? İşletmenizin reklamlarınızdan sağladığı faydaları nasıl umuyorsunuz? Vizyonunuzu aklınızda tutun ve hedeflerinize rehberlik etmesine izin verin.

Bir anahtar kelime listesi oluşturun.

Anahtar kelimeler, içeriğinizi hedef kitlenizin önüne getirmek için kullanılan bir taktiktir. Ücretli medya içeriğinizin başarısı, mümkün olduğunca çok sayıda potansiyel müşteriye ulaşmanıza yardımcı olduğu için anahtar kelimelere bağlıdır. İşletmeniz ve reklamınızla alakalı olduklarından emin olmak için anahtar kelimelerle ilgili kapsamlı araştırmalar yapın.

Ücretli medya reklamlarını ve kampanyalarını yayınlamaya devam ettikçe, anahtar kelime listenizi, iyi performans gösteren terimlerle güncelleyin. Bir anahtar kelime hedef kitlenize ulaşmada başarılı olmadıysa, gelecekte reklamlarınızı olumsuz etkilememesi için onu dışarı çıkarın.

Kanallarınızı seçin.

 

Kitlenizin tamamı Tik Tok veya başka bir kanalı kolektif grup olarak sevmez. Her tüketici tercihlerinde farklıdır ve ücretli medyanızın kanallarını dikkatlice seçerek buna hitap etmek istersiniz. Araştırma -sihirli kelime- hangi kanalların kitlelerinize başarıyla ulaşması gerektiğini anlamanıza yardımcı olabilir. Google, dahil etmek için harika bir platformdur, ancak bariz olanın ötesine geçin ve kitlenizin hangi kanallarda zaman harcadığını araştırın.

Reklamlarınızı bir Z kitlesine hedefliyorsanız, etkileyiciler ve görsel içerik yayınlarının sağladığı ücretli medya için çılgınca popüler bir platform haline gelen Tik Tok veya Instagram’ı düşünün. Veya çalışan profesyoneller tarafından kullanılan bir hizmetin reklamını yaptığınızı varsayalım; LinkedIn listenizdeki ilk kanallardan biri olmalıdır. Kitlelerinizin potansiyel olarak (neredeyse) takılmayabilecekleri tüm yerleri düşünmek çok zor, ancak bazı araştırmalar ve sezgilerle, ilerledikçe listeyi daraltmak daha kolay hale gelecek.

Açılış sayfaları oluşturun.

Böylece, güzel bir reklam oluşturdunuz ve potansiyel bir müşteri reklamı tıkladı, ancak nereye giriyorlar? Cevap web sitenizin ana sayfası değil (hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm) Kullanıcı kendini bir açılış sayfasında bulmalıdır. Terime aşina değilseniz, açılış sayfası, potansiyel müşterileri dönüştürmeye adanmış bir web sayfasıdır. Ücretli medyanızla alakalı bir açılış sayfası tasarlamak kullanıcı için temiz, tutarlı bir geçiş ve deneyim sağlayacaktır.

Ücretli medya reklamınızla alakalı içerik eklemenin yanı sıra, açılış sayfanızın da ilgi çekici olduğundan emin olun. Kullanıcılar, ister bir e-posta giriyor, ister en son ürününüzü satın alıyor olsun, sayfanızda istenen işlemi yapmak istemelidirler. Gerektiğinde daha iyi performansa uyum sağlamanıza yardımcı olması için açılış sayfanızdaki dönüşümleri izleyin.

Reklamlarınızı optimize edin.

Sosyal medya pazarlamasının öldüğünü söyleyen raporlara inanmayın ...

Ücretli medya reklamlarınız zaman içinde yayınlandıkça, kitleniz ve bunlara tam olarak nasıl ulaşacağınız hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz. Bu bilgi altın gibidir ve tartışmasız daha değerlidir. Gelecekteki reklamlar ve kampanyalar için hedeflemeyi iyileştirmek üzere kazandığınız bilgileri kullanın. Yapmanız gerekebilecek ayarlamalar arasında, mesajınızı daha da belirgin hale getirmek için mesajınızı hassaslaştırma veya tasarımı düzenleme yer almalıdır.

Kitleler hakkında daha fazla bilgi edindikçe reklamlarınızı ayarlamak, başarılı ücretli medya içeriği oluşturmak için çok önemlidir. Kitlenizin davranışını izlemek için bir öğrenme eğrisi var, ancak bunun sizi korkutmasına izin vermeyin. Reklamlar için sağlayabileceğiniz tüm optimizasyonlar potansiyel müşteriler oluşturmanıza yardımcı olur, bu nedenle başınızı yukarıda tutun ve yayınlayın!

Reklamlarınızı ölçün.

İçeriğinizin gerçekte nasıl performans gösterdiğini bilmenin tek yolu başarılarını takip etmektir. Temel performans göstergelerini hatırlıyor musunuz? Harika, işte burası onları kullanacağınız yer.

Ücretli medyanızın nasıl performans gösterdiğini ölçmek, reklamlarınızın devam eden başarısı için çok önemlidir. Reklamlarınızı ne sıklıkta ölçmek istediğinize karar verin. (haftalık? aylık?) Ve reklamlarınızın seçtiğiniz göstergelere göre nasıl performans sergilediğini inceleyin.

Tüm reklamlar, yayınlanır yayınlanmaz inanılmaz bir performans göstermez ve bu sorun olmaz. Analitik sonuçlarınızdan öğrenin ve kendiniz için kolay olun, herkes bir uzman değildir. Ücretli medyanız için en iyi olanı deneyin ve oradan bir strateji oluşturmaya devam edin.

Bir uzman tutun.

Yukarıdakileri okuduysanız ve hala bu blogun ötesinde daha fazla yardıma ihtiyacınız olabileceğini düşünüyorsanız, içeriğinizle ilgilenecek ücretli medya uzmanlarına danışın. Bir işletmeyi yürütmek çok zaman alır ve etkili bir ücretli medya kampanyası oluşturmak tam zamanlı bir iştir. Ücretli medya uzmanları bu alanda kapsamlı deneyime sahiptir ve onları işe almanın ötesinde herhangi bir şey yapmanıza gerek kalmadan ilgili görevleri gerçekleştirebilirler.

Ücretli medya yardımı sunan bir hizmetten geçebilir veya kendi başınıza bir arama yapabilirsiniz. Her ikisi de harika seçeneklerdir, bir uzman bulmak zaman alıcı olabilir ve evrak işleri, masraflar, faydalar vb. söz konusu olduğunda zorluklar ortaya çıkarabilir. Uzmanınızı bulmak için bir hizmet seçerken, yeteneklerini önceden referanslarından doğrulayabildiğinizden emin olun.

Ücretli medyayla nereden başlayacağınızı merak ediyorsanız, başarılı bir şekilde başlamanıza yardımcı olacak bir çok uygulama kılavuzu vardır. İçeriğinizi oluştururken eğlenmeyi unutmayın. Araştırmanızı yaptıktan ve bir temel oluşturduktan sonra, ücretli medyanızın öne çıkmasına yardımcı olmak için çeşitli tasarımları deneyin. Daha fazla yardım talebiniz ve kafanızın yatmadığı konular için mutlaka uzman kişilerden yardım istemeyi unutmayın, gurur meselesi yapmayın!

Read more
  • Published in Genel, İzmir Web
No Comments

Liderlik İçin Doğru Donanımlara Sahip Misin?

Salı, 11 Ağustos 2020 by izmirweb
Image for post

Herkes lider olduğunu düşünüyor ama çoğu kişi bundan çok uzak yapıda davranıp, hareket ediyor. Her seviyedeki başarılı girişim, liderliğe ve birkaç kişinin hem günlük, hem de uzun vadeli hedefleri düzenleme yeteneğine bağlıdır. İlk bakışta bu basit görünüyor, ancak gerçek şu ki, herkes liderlik etmek ve başarılı bir başlangıç yapmak için yeterli donanıma sahip değil. Bu, belli bir zihniyet ve beceri gerektirir. Bunun için, aşağıda değindiğim sekiz ipucu ekibinizi yönetmenize yardımcı olabilir.

1. Kendinden emin, tutkulu ve olumlu olun

Güven bağımlılık yapar. Ekibinize kendilerine güvenen bir yüz gösterirseniz, bu durum ekibinizi de güçlendirilecektir. Bu, koşarak yere vurabilen güçlü, pozitif takımlara yol açar. Tutku ve coşku bulaşıcıdır. Büyük liderler yaptıklarına tutkuyla bağlıdırlar ve bu tutkuyu çevrelerindeki herkesle paylaşmaya çalışıyorlar. Olumluluk tutkuyla bağlanır, ancak bazen pozitifliğin yayılması olumsuzluktan daha zordur. Araştırmalar, pozitif düşünmenin bir takım için finansal olmayan diğer motivasyon araçlarından daha faydalı olduğunu bulmuştur. Sağlıklı bir takım zihnini teşvik etmek adına paradan daha geçerli maddeler olduğunu bir yere not etmekte fayda var.

2. Plan

Proje ekipleri planlama üzerine çalışır. Ancak şirketinizin yaptığı planlamanın tüm ekiple gerçekleştirilmesi gerekir, böylece hepsi onlara bir süreç uygulamak yerine şirketin ve kararlarının bir parçası gibi hissederler. Her liderin neyi amaçladıklarına ve nihai hedefin ne olduğuna dair net bir vizyonu olmalıdır. Plan’lı olmakla, plan’sız olmak arasındaki fark, tamamıyla sizin başarınızla doğrudan bağlantılıdır.

3. Sorumlu olun

Lider, bir ekibin takip etmek istediği kişidir. Çünkü genellikle kişisel bütünlük göstermişlerdir, bu yüzden popüler olmayan gerekli kararlardan kaçınamazlar. Sorumlu bir lider özverili ve ekibin çıkarları için hareket eder. Sorumlu bir lider, sonuçlara atlamak yerine gerçeklere ve toplanan verilere dayalı içgörülü bir yargı kullanır.

4. Motive etmek ve alçakgönüllü olmak

Vizyon, nereye gittiğiniz konusunda net bir fikirdir. Amaç duygusu, oraya neden gittiğini anlamakla ilgilidir. İnsanlar kendilerinden daha büyük bir şeyin parçası gibi hissetmeyi severler ve büyük liderler insanlara bu hissi verir. Takım üyeleri sadece motive olduklarında iyi performans gösterecek ve bir şey yapmanın nedenlerini görebileceklerdir. Takımlarında “başarmayı istemek” duygusunu yaratmak büyük bir liderin temel becerisidir. Buna ek olarak, büyük liderler alçakgönüllü yapılarıyla bilinirler. Yetki konumlarının herkesten daha iyi olduklarını hissedilmesine izin vermezler. Mütevazi, herkese içten gülümseyen ve olabildiğince yürekten yardımcı olarak daha iyi bir lider olun.

5. Takımınızı anlayın

Büyük liderler, kendileri dışındaki zorlukları, eleştirileri ve bakış açılarını memnuniyetle karşıladıklarını açıkça belirtirler. Durum ne olursa olsun, birlikte çalıştığınız kişiye aynı ekipte olduğunuzu göstermek için çok yol kat edebilir. Hiçbir takım, her zaman %100 etkili olmayacak ve takım üyelerinin izin günleri olacaktır. Grubunuzun bireysel üyelerini anlamak ve işyerinde veya kişisel olarak onları etkileyebilecek sorunları tanımak için zaman harcamak zorundadırlar. Ekibinizi anlamak, profesyonel güçlü ve zayıf yanlarını belirlemenize ve onlara takım içinde uygun roller vermenize olanak tanır.

6. Her yaştan işçiyi kucaklayın

Birçok girişim genç ve dinamik ekipleri bir araya getirmeye çalışır. Bilgili lider bir ekibe daha deneyimli insanları dahil etmeye, bilgi ve deneyimlerini kucaklamaya çalışacaktır. İngiliz hükümeti için hazırlanan yeni bir rapor, işgücünün bazı sektörlerde, işyerinde taze olanlardan daha fazlasını sunmasını önerdi. Bu da tecrübeli olanları son derece değerli kıldı. Yaşlı işçilerin sunacak çok şeyleri vardır ve yaşlı işçilerin karşılaştığı sorunların bazılarını yaşamamış olabilecek genç ekip üyelerine büyük rehberler olabilirler. Tecrübe satın alınamayacak önemli bir durumdur.

7. Uygun kaynakları sağlama

Takımlar doğru araç ve gereçler olmadan çalışamaz. İhtiyaç duydukları şeye sahip olmalarını sağlamak bir lider olarak sizin sorumluluğunuzdadır. Bu, takım üyelerine kaynak gerektiren bir şeyle görevlendirildiklerinde ve onlar için itmeye istekli olduklarında yardımcı olmanız gerektiği anlamına gelir. Aynı zamanda, işletme maliyetleriyle mücadele edebilecek olan üst yönetimin bir projeyi tamamlamak için gereken her şeyi sağlamak anlamına da gelecektir.

8. Her düzeyde iletişim kurun

İletişim, liderliğin gerçek işidir. Liderlerin hedeflerini her gün nasıl gerçekleştirdiklerinin temel bir unsurudur. Etkili bir lider olarak, tüm iş seviyelerinde insanlarla ilişki kurmanız ve onlara tam olarak neye ihtiyaç duyulduğunu anlamalarını sağlamalısınız. İyi bir iletişimci bir mesaj alabilir ve belirsizlikleri dağıtabilir. İnsanlar mesajı anlamaya başlayacak ve ipucunu takip etmeye hazır olacaklar. İletişim günümüzdeki en değerli özelliklerin başında geliyor. İyi bir iletişimcinin, liderlik yolundaki önü açık olduğu kadar, kendisinin ve ekibinin başarı açısından şansta çoğu zaman yanlarında olacaktır.

Read more
  • Published in Genel, İzmir Web
No Comments

Teknoloji Bir Araçtır Yanılgısı

Salı, 11 Ağustos 2020 by izmirweb

Günümüzün şirketleri iki farklı yolu izlemeyi seçiyor. Bunların birincisi işlerini yapmak ve küçük ilerlemeler sağlamak, ki bunu kurumsal şirketlerde sıklıkla karşılaşılır. İkincisi ise çok inovatif olmak ve yeni yolları denemek üzerine, ki bu da girişimcilerin hataları arasında geliyor. Farklı düşünmek ama bunu yaparken şirketin başarılı olmasını sağlamak önemli bir yönetim kabiliyeti.

Image for post

İnovatif olmayan şirketlere zamana yenilmeye mahkumken, sadece yenilik yapmaya odaklı şirketlerinde kısa ömürlü olabiliyor. Günümüzde şirketlerin işlerini iyi yapmasının yanında inovatif olmaları, girişimci olmaları gerektiği bilinen bir gerçek olmasına rağmen gelenekçi ve yenilikçi yapıyı bir arada kurabilmek ise gerçek bir sanat. Bu sanatın icrasında gözden kaçırılan gerçek ise teknolojinin şirketleri, sektörleri ve işi değiştirme ve dönüştürme gücü.

Teknoloji, insan algısından çok daha büyük paradigma değişimlerini sürekli olarak yaratıyor. Artık herhangi bir konuda düşünürken, strateji ve iş modeli kurgularken teknolojinin kurgunun içinde yer almaması şirketler için büyük bir hatadır. Teknolojinin bir araç olduğu genellikle söylenir ama teknoloji bundan çok daha fazlasıdır. Teknoloji iş dünyasını ve bugünü tekrar tekrar değiştirmiştir. Suya atılan bir taş gibi teknolojinin yarattığı etki bir dalga halini alır. Yaşanan bu kadar tecrübe sonrasında teknolojinin hala bir araç olduğunu düşündüren şey ise teknolojinin mükemmeliyetinden gelmektedir.

Covid-19 ekseni etrafında şekillenen bir iş dünyasında uzaktan çalışma, Zoom ve daha bir çok eski yeni teknoloji deneyimleniyor. Mecburiyetten kullanılan bu teknolojiler çok verimli ama bunların hepsi mecburiyet ile keşfedildi. Bu da bizi şirketlerde kullanılması gereken ama keşfedilmemiş ve bazen de gözden kaçırılan teknolojilerin yarattığı verimsizlik, kaynak ve maddi kayıpların ne kadar büyük olduğuna götürüyor. Rekabette geri kalma ve bir çok şirketin girişimlere kolaylıkla yem olmasının cevabı da teknoloji de yatmaktadır.

Teknoloji bir şirketin tamamı anlamına gelmez elbette. Sektör, strateji, iş modeli, insan sermayesi ve diğer önemli değişkenlerle beraber teknoloji de bu aşamaların parçasıdır. Şirketler için kullanılabilir ve verimli teknolojilerin anlaşılması, doğru yatırımların yapılması ve doğru sistemlerin kurgulanması bir şirket için ve şirketin geleceği için hayati bir önem taşımaktadır. Yanlış bir teknolojiye harcanacak zaman ve kaynak yatırımı tekrar geriye çevrilemez.

Teknoloji insan hayatını kolaylaştırırken geçmişte kullanılan aletlerden bir farkı olmadığı hissiyatını yaratır. Kolaydır ve kullanması basitlik içerir ki asıl büyü de buradadır. İnsanların gerektiğinde teknolojiye ulaşabileceği ve bunu kullanabileceği düşünülür ama doğru teknolojinin doğru zamanda ve maliyet yapısı ile beraber başarı getirebilir. Şirketlerin teknolojiyi bir alet olarak değil geleceğe açılan bir kapı olarak görmeleri gerekir. Doğru bir geleceğe açılması ise şirketlerin teknolojiyi anlamalarında ve deneyimlemelerinde yatmaktadır.

“Teknoloji insanların bir ürünü değil onların var oluşunun getirdiği gerekliliktir” Charlie Gree

Read more
  • Published in Genel
No Comments

Mekansal Yapay Zeka’nın Çeşitli Uygulamaları

Salı, 11 Ağustos 2020 by izmirweb

Bir örnek olarak trafik sıkışıklığı evlerimizden işyerlerine ve tekrar eve dönüşte neredeyse her gün uğraştığımız bir problemdir. Ancak Mekansal Yapay Zeka (Geo.AI) uygulamaları, konum ve CBS kullananlar da dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde bulunmaktadır. Yolculuk paylaşımı şirketleri, lojistik, tarım, ölçme ve altyapı öne çıkan örneklerden bazılarıdır.

Uber, Lyft vb. yolculuk paylaşım şirketleri, müşterilerden gelen geri bildirimleri, otomobillerin yoğunluğunu ve müşteri alımı için uygun olup olmadıklarını öğrenme amacıyla kullanabilir.

Lojistik ve tedarik zincirinde, Mekansal Yapay Zeka, ürün teslimatını kolaylaştıracak ve zamandan tasarruf edebilecek daha doğru konum bilgilerini elde edebilir.

Yapay zeka nedir? Yapay zeka ne amaçla üretilir?

Günümüzde, bulut ortamında, proje bazlı, her biri büyük miktarda veri depolamaya sahip ve hepsi aynı sorunu çözmek için çalışan derin öğrenme prensibine dayanan sistemler bulunmaktadır. Bununla birlikte, geçtiğimiz birkaç yıla kadar otomasyon seviyesinde derin öğrenme kullanılmasının ya maliyet uygulamasındaki kısıtlamalar ya da teknolojinin uygulanmasındaki sınırlamalar nedeniyle uygun görülmediği bir gerçektir.

Benzer şekilde, Mekansal Yapay Zeka yetenekleri, endüstrinin amaçlarına uygun olarak yapay zeka uygulamalarında konum bileşenini barındırdığı için birden fazla amaca hizmet edecek şekilde geliştirilecektir.

Genel olarak iş dünyasında Mekansal Yapay Zeka, planlama, kaynak tahsisi ve karar vermeyi önemli ölçüde geliştirecek, talep ve arzdaki artışı tahmin edecek, yüksek ve düşük marj beklentilerini belirleyecek, tedarik zinciri verimliliğini artıracak ve çeşitli sektörlerdeki hizmet sunumunu optimize edecek.

Mekansal Yapay Zeka’nın belirtileri konumlandırma bilgisinin analiz edildiği heryerde; işlerimizi kolaylaştırma ve bizim yerimize karar verebilme özellikleri ile karşımıza daha sık çıkmaya devam edecek!

Read more
  • Published in Genel
No Comments

İnsan Bilgisayar Etkileşimi Nedir?

Salı, 11 Ağustos 2020 by izmirweb

İnsan bilgisayar etkileşimi, kullanıcı ve bilgisayar arasındaki arayüze odaklanarak, tasarım ve teknolojinin en kullanılabilir uygulamalarını geliştirmeyi amaçlayan çalışmalardır. Bu konunun araştırmacıları hem insanların bilgisayarla etkileşimini gözlemler, hem de değişik teknolojiler tasarlayıp insanların bu teknolojilerle etkileşimlerini incelerler. İnsan bilgisayar etkileşimi terimi ilk kez 1983 yılında yayımlanan The Psychology of Human Computer Interaction adını taşıyan kitapta Stuart K. Card tarafından kullanılmıştır.

İnsan bilgisayar etkileşimi, bilişsel cihazları, sistemleri ve altyapıları kullananların yaptıkları ve yapmadıkları üzerine çalışır; bilgisayar arayüzlerinin kullanılırlığını arttırarak insan bilgisayar etkileşimini geliştirmeyi hedefler. Kullanılabilirliğin tam olarak nasıl algılandığına, diğer sosyal ve kültürel değerlerle nasıl bir bağlantısı olduğunu mercek altına alır.

Bu alandaki araştırmalar genel olarak şu hedeflere sahiptir:

İnsan Bilgisayar Etkileşimi-Kullanılabilirlik, Kullanıcı Deneyimi(UX)

  • Öğrenilebilme ve kullanım yeterliği gibi durumları iyileştirebilmek için farklı bilgisayar arayüzleri tasarlamak.
  • Bilgisayar kütüphaneleri ve yazılım araçları gibi donanım arayüzleri geliştirmek.
  • Kullanılabilirlik ya da bunun gibi istenen özellikleri göz önünde bulundurarak arayüzleri değerlendirmek ve karşılaştırmak.
  • İnsan bilgisayar etkileşiminin doğurduğu sosyokültürel durumları kapsamlı olarak ele almak.
  • Bilgisayar arayüzleri için konseptler tasarlamanın yanısıra insanların bilgisayar kullanımını da modellemek ve teorileştirmek; bilişsel kullanıcı modelleri, etnometodoloji gibi çalışmalar yürütmek.

İnsan bilgisayar etkileşimi tasarımcılarının işleri genellikle arayüz ekseninde dönerken, insan bilgisayar etkileşimi araştırmacıları ise genellikle yeni tasarım metodolojileri, farklı cihazlar deneme, etkileşim paradigmaları keşfetme, etkileşim üzerine model ve teoriler üretme gibi çalışmalar gerçekleştirirler. Apple’ın konuşmaya dayalı akıllı asistanı Siri ve Google’ın arttırılmış gerçeklik projesi Glass, insan bilgisayar etkileşimi deneyiminin günlük hayata uygulanabildiği en vizyoner örnekleridir.

Read more
  • Published in Genel, İzmir Web
No Comments

Web Nedir?

Salı, 11 Ağustos 2020 by izmirweb

İngilizcedeki web söcüğünden gelmektedir. Kumaş dokusundan esinlenerek, bilgisayar ağını ifade etmek için kullanıldığı söylenebilir. Ancak, bu açıklama, yalnızca donanım anlamını içerdiğinden, web’in bu günkü anlamını açıklayamaz. Web, internet üzerindeki servislerden birisidir. İnternet üzerinde yazı, grafik, resim, ses ve hareketli görüntülerden oluşan dökümanları uzaktaki bilgisayarlara iletir. Bu hizmetin görülebilmesi için geri planda çalışan bir çok yazılım vardır. Kullanıcı, bunları görmez ve bilmez. O, kullanıcı dostu bir grafiksel arayüz yardımıyla www servisinden kolayca yararlanır.

Bilgisayar ekranında gördüğümüz her bir web dökümanına bir web sayfası denir. Bir kişi ya da kurum, hazırladığı bütün web sayfalarını bir araya getirerek bir web sitesi oluşturabilir. Her web sitesinin internet üzerindeki yerini belirleyen bir adresi vardır. Buna URL (Uniform Resource Locator) denilir.

Web dökümanları internete bağlı her bilgisayardan yayımlanabilir ve görülebilir. Yayımı ve görüntüyü sağlayan özel yazılımlar olmadan ne yayım olur ne de görüntü sağlanır.

Bir web sayfasının internette bize ulaşması için geçirdiği başlıca evreler şunlardır:

  1. Web sayfasının hazırlanması,
  2. Web sayfasının sunulması,
  3. Web sayfasının izlenmesi.

Bu üç işlemin yapılması ayrı ayrı yazılımların çalışmasını gerektirir. Bunların nasıl olduğunu kısaca inceleyeceğiz.

1.      Web Sayfasının Hazırlanması

Web sayfaları özel bir programlama dili ile yazılır. Bu dile HTML (Hypertext Markup Language) denir. Bu dil yalnız yazıları değil grafik, resim, ses iletimini de yapabilmektedir. Yazı, resim ve grafiklere hareket katarak, kısaca video diye adlandırılan dinamik web sayfaları oluşturulabilmektedir.  Bunların hazırlanabilmesi için çok sayıda yazılım kullanılır. Bu yazılımların her biri ayrı uzmanlık ister. Ancak, kullanıcı bunları bilmek zorunda değildir. Web sayfasını hazırlayanlar, kullanıcının önüne etkileşimli kullanıcı dostu menüler koyarlar. Fare yardımıyla, kullanıcı, web servisinin izin verdiği her işi yapabilir.

2.      Web Sunucuları

Internete bağlı olan ve bir IP (Internet Protocol) numarası olan her bilgisayar web sunuculuğu yapabilir. Hazırlanan bir web sayfasının internette yayımlanabilmesi için sunumu yapan bir yazılımın olması gerekir. Bunu yapan çeşitli yazılımlar vardır. En yaygın olanı Apache Server adıyla bilinen yazılımdır. İnternete bağlı ve üzerinde bir web sunucu yazılımı olan bilgisayar bir web sunucudur. Bir web sunucu bir çok web sayfasını ve web sitesini yayımlayabilir. Bu işi yapan bilgisayarlara web sunucuları denir. Web sunuculuğu yapan bir çok ticari ve resmi kuruluş vardır.

3.      Web Tarayıcıları

Web dökümanlarını (web sayfalarını) görüntüleyen yazılımlardır. Zamanla, bu yazılımlara başka işlevler de yüklenmiştir. Örneğin, e-posta, newsgroups vb. Web tarayıcıları arasında en yaygın olanları Lynks, Mosaic, MS Internet Explorer ve Netscape Navigator ’dır. Bunlara ek olarak yeni web tarayıcıları ortaya çıkmıştır. Opera, NeoPlanet gibi web tarayıcıları bunlara gösterilebilecek iyi örneklerdir.  Bunlar hemen hemen benzer işlevlere sahiptir. Aralarında, ayrılıklar, ek hizmetlerle ilgilidir. Özellikle, Opera küçük boyutu ve hızıyla dikkat çekicidir. Kullanıcı, genellikle ilk alıştığı web tarayıcısını tercih eder. Web tarayıcıları ücretsizdir. İnternet’ten indirilebilir.

Read more
  • Published in Genel
No Comments
  • 1
  • 2

Recent Posts

  • Domain Uzantıları ve Anlamları Nelerdir?

    Domain (Alan adı), bir web sitesinin İnternet&#...
  • Com ile Com.tr Arasındaki Fark Nedir?

    Com ile com.tr arasındaki fark nedir? Diye mera...
  • Domain Transfer Nedir?

    Domain transfer; alan adını kayıtlı olduğu firm...
  • Com.tr Domain Nasıl Alınır?

    İnternet üzerindeki web sitelerinin alan adları...
  • Photoshop ile Fotoğraf Düzenlemek

    Photoshop Pixel tabanlı resimli düzenleme progr...

Son Yorumlar

    Archives

    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Aralık 2018
    • Mart 2018
    • Kasım 2017
    • Eylül 2017
    • Mayıs 2017
    • Nisan 2017
    • Mayıs 2016
    • Nisan 2016

    Categories

    • Bayraklı Web Tasarım
    • Bornova Web Tasarım
    • Buca Web Tasarım
    • Çiğli Web Tasarım
    • Genel
    • İzmir Eticaret Web Tasarım
    • İzmir Mobil Uyumlu Web Tasarım
    • İzmir Web
    • İzmir Web Hizmetleri
    • İzmir Web Siteleri
    • İzmir Web Sitesi Ajansıları
    • İzmir Web Tasarım Ajansı
    • İzmir Web Tasarım İlçeleri Firmaları
    • İzmir Web Tasarım Süreci
    • İzmir Web Tasarımı
    • Karabağlar Web Tasarım
    • Karşıyaka Web Tasarım
    • Konak web Tasarım
    • Web
    • Web Tasarım
    • Web Tasarımı İzmir

    Meta

    • Giriş
    • Yazı beslemesi
    • Yorum beslemesi
    • WordPress.org

    © 2015 All rights reserved. Ankara Web Tasarım.

    TOP